Digiturk Düdükleme Servisi

13 Ağustos 2009 Perşembe


Bu hikayeyi yazmamın sebebi 3puan'un yaşadığı kampanya sorununu dile getirmesi oldu. Onun adına üzüldüm. Benzer bir mağduriyet daha ağır maddi koşullarda karşıma çıkmasına rağmen karşılaştığım icra takibini yıllarca süren uğraşlar sonunda 2007 yılında kaldırttım. İşte 5 yıllık Digiturk çilem :



Yıl 2001. O dönem rahmetliden kalan mahalle dükkanını işletmemden dolayı gazeteler her gün elimden geçtiğinden hiç eksik kuponum olmuyordu. Hatta tanıdıkların gazetelerinden ricayla kesip aldıklarımda dahi olmuştu gazeteye ekstra para vermiyeyim diye. Sonunda Sabah gazetesinin yaptığı promosyon sayesinde 2 ay ücretsiz full paketle Digiturk sahibi olmuştum. Herşey güzeldi. Yaz dönemi olduğundan sadece filmleri takip ediyordum moviemax vb. kanallardan. Yalnız Kasım 2001'de askerliğim nedeniyle(son 18 aylık tertiptim) Digiturk'e olan borçlarımı ödeyip gönül rahatlığı ile askere gittim. Acemilik bittikten sonra yanlış hatırlıyorsam 2002 Şubat-Mart gibi annemle konuştuğumda Büyükada'da Digiturk işlerini yapan Cengiz Abi'nin gelip söküp alacağını söyledi annem. 'Tamam söksünler gerek yok artık ona' dedim.



2003'te tezkere alıp birkaç geçici işte çalışmıştım ve Eylül ayı gibi işsizdim. Eve iade taahütlü bir evrak geldi. Annem almıştı zarfı. Alelacele yanımda odamda bitti 'Hakan şuna bi bak ne diyor. avukattan geliyormuş' diyince afalladım, 'ne işimiz olur bizim mahkemeyle avukatla' diye söylenerekten açtım zarfı. Okuduğumda ise avukattan gelen yazının Digiturk'le ilgili gerekli donanımın iade edilmemiş olması nedeniyle gecikme faizleri ve avukatlık masraflarından oluşan yaklaşık olarak 1500-1700 tllik bir meblağın 1 hafta içinde ödenmesi gerektiğini aksi halde icra geleceği belirtiyordu. Haliyle bende anneme neyi iade etmediğini sert bir şekilde sordum hemde söyleniyorum. Bundan sene evvelin parasıyla 1500-1700tl harbiden çok hatrı sayılır bir paraydı. Burada Anneme bir parantez açmak istiyorum. Annem hiç okula dahi gitmemiş, okuma yazması olmayan ama gendini çok iyi yetiştirmiş bir ev hanımıdır. Özellikle okuması olmadığından yazılı hiçbir evrağı atmaz. İşte Cengiz Abi decoderi alırken anneme teknik servis işlem formu vermiş ve bu kağıdı 1.5 sene boyunca tapuların falan olduğu yerde saklamış . Kağıdı alıp vardım Cengiz Abi'nin yanına. Abi hal böyleyken telefunken hesabı mevzuyu anlattım. Yok bişey olmaz yalnız evrağı sakla dedi bana. Sonra avukatı aradım üstüne oradaki kadın bana 'bu tutarın ödenmesi gerekiyor. gerekli tahkikat başlatılmış' diyince tekrar tutuşup mahalledeki İsmail Abi'nin yolunu bekledim o akşam. Kendisi avukat olması nedeniyle daha iyi iblir bu tarz konuları. Elimdeki evrağa baktı yapılan işlem olarak iade kutuğunda işaretli görünce 'tamam bir yazı yazalım icra müdürlüğünden iade taahütlü yollayalım' dedi. Ertesi gün hallettik işleri. Tamam kurtulmuştum artık bu beladan. Gerçekten oldukça yüklü bir paraydı icaraya konu olan meblağ hele benim gibi işsiz olunca.



Tabi yıllar geçti ve ben hala devam ettiğim işime başalayalı 1-1.5 yıl olmuştu. O dönem Kartal'daki evime taşınmıştım ama Ada'daki evde annem hala oturuyor. Ada'ya haftasonu tatilim için gelmiştim bir sonbahar akşamı. Arkadaşlarla buluştuk sahilde lokantada içmeye başladık. Geceyarısı gibi eve gelmiştim. Annemle yine dertleştik. Annem bu arada 'yine Digiturk'ten kağıt geldi' dedi. Kağıdı incelediğimde 'Faiz indirimi Kampanyası' adında bir yazı görünce iyice işkillendim, 'neyin faiziymiş' diye açtım zarfı ve bana 2003 yılında gönderdikleri icra takibinin hala devam ettiğini şayet icraya konu olan ana parayı peşin olarak yatırırsam %75 oranında uygulanan icra faizi indiriminden istifade edebileceğim yazıyor. Haliyle alkollüyüm ama aklım yerinde bildiğiniz çakır keyif yani. Yaklaşık 3-4 yıl olmuştu üst paragraftaki olayın üstünden geçeli ama anılarda hala tazeydi olanlar ve verilen nasihat. Nasihat neydi hatta Cengiz Abi söylemişti : 'Yok bişey olmaz yalnız evrağı sakla' evet o evrak hala elimdeydi. Hemen müşteri hizmetlerini aradım. Burda da bir parantez açmak istiyorum. Çünkü ben bir Global Bilgi çalışanıyım. Bu Turkcell ve grup şirketlerinin ve Karamehmet'e ait kurumların çağrı merkezini işleten firma. Tesadüf bende Turkcell'deyim. Yani konuşacağım kişide Global bilgi bünyesinde Digiturk çağrısı karşılayan ismini cismini dahi bilmediğim bir mesai arkadaşım. Ama o kadar sinirliydimki anlatamam. Büyük bir hiddetle konuşyordum müşteri temsilciyle bunda alkolünde etkisi var ama şunu iyi beceriyordum : Küfür etmiyordum ve son derece kendinden emin bir tavrı yönetiyordum. Bu tarz çağrılar bizdede oluyordu. Müşterileri genelde 'avukatlık bürosuyla konuşun' şeklinde bir scriptimiz var. Ama bana işlemez. Dedimki karşımdaki arkadaşa : 'Şuan elimde Tekniz Servis İade Formunuz var yapılan işlem iade olarak görünüyor. Sizin bende neyiniz kaldı da ben icralığım' soru gayet açık. Yanıt şaşırtıcı : 'Decoder Hakan Bey'. 'Peki bu icra takibim hangi tarihte başlatıldı' yanıt daha da şaşırtıcı 'Haziran 2003' 'İyi de sizin decoderiniz sizin tekniz servisinizce icara tarihinden 2-3 ay önce alınımış olmasına rağmen neden icralığım ben' Aslında çocuğa belden aşağı vurdum bu noktada çünkü kendiside buna yanıt veremez. O yüzden görüşmeyi teşekkür edip sonlandırdım. Çünkü bahsi geçen elimdeki form 3 nüsha 1i bende 1i Cengiz Abi'de kalıyor diğeri ise decoderle beraber Digiturk'e gidiyor. Bahsi geçen son 2 nüshadan birinin sisteme girilmemiş olması nedeniyle yaklaşık olarak 2800 civarında bir icra takiyle karşı karşıyaydım. Bunun vebalinide ben ödemek zorunda değildim. Tekrar İsmail Abi ile konuştum. 'Boşver Hakan onlar yollasın kağı sen birşey yapma' dedi. 'Abi peki dava açsak, maddi manevi olarak'. Yanıt daha moral bozucu oldu : 'En az 2-3 yıl mahkemelerde koşturursun' diyince caydım. Sonra bana Digiturk'ten bu kağıdı gönderdiğim avukatla konuşunca aslında 2003 yılında bitmesi gereken işin sadece kendi işgüzarlıkları nedeniyle bunca yıl devam ettiğini anladım. anlarada anlattım 2003teki itiraz sürecimizi. Adam ne dese beğenirsiniz : ' Bizim işimiz başımızdan o kadar aşkınki biz sizin icara itirazınızi gidipte Beyoğlu İcra Müdürlüğünden alamadık'. Be gavat o zaman ne diye sen para alıyorsun acaba.



Bunun üstüne oldukça sıkı bir itiraz yazısı yazıp ekledim : 'Şayet bir daha benzer biz icra kağıdı daha gelirse maddi ve manevi bütün tanzim hakkımın tarafınızca karşılanması yönünde saklı tutuyorum' Yaklaşık 2 gün sonra Digiturk müşteri hizmetlerinden icara takibinin nihayet sona erdiğini belirten bir telefon aldım. Sordum kızcağıza ' Peki bu icra takibinin sonlandığına dair bana kağıt verecek misiniz?' Yanıt komik 'Hayır ama görüşmelerimiz kayıt altında' Boş durmuyorum artık yapıştırdım lafı 'İyi de görüşmemiz en fazla 6 ay kayıtlı kalıyor. Bende senin yaptığın işi yapıyorum' diyince kız aptallaştı ve elimde evraklarımı saklamamı rica etti. Kağıtlar en son yazdığım evraklarla beraber saklı.



Bu tarz konularda sizlere verilen her türlü evrağı saklayın ve altına imza attığınız her sözleşmeyi muhakkak okuyunuz. İşin en ironik tarafı ise maaşımı ödeyen Karamehmet'e mahkeme açmak olacaktı.

0 Hayat Belirtisi: