Alves'e Evrilen Sabri

1 Aralık 2009 Salı


Çok iyi hatırlıyorum. 2003-2004 senesiydi, Terim'in 2. döneminin 2. senesi idi. O dönem açık kombinesi maçlar Olimpiyat stadında diye 30TL idi. Almıştım bir tane maksat kulübe katkı olsun diye ama o sene 1 maça bile gitmedim Büyükada'dan yol çok uzak diye. Sadece İnönü'deki olaylı BJK derbisine, hani Sinan Kaloğlu'nun son dakikada 6 pastan topu auta diktiği, Terim'in Çarşı tarafından kendisine ve ailesine edilen küfürlerin üstüne 'nah' hareketi yaptığı, eski açıkta üstümüze yağan meşaleler nedeniyle parmaklıkları kırdığımız ve maçın bir ara durduğu ve futboldan başka herşeyin yaşandığı ve bütün bunların skora 0-0 olarak yansıdığı maça gitmiştim. 

O sene yeni bir genç filizlenmişti Galatasaray formasıyla. Bizler için altyapıdan gelen gençler ezelden beridir bir ayrı yer tutar bu gönüllerde. Sabri'de öyleydi o zamanlar. O zamanlar orta sahanın sağında hızlı, koşan, basan ama ciddi şekilde imaj maker'a ihtiyaç duyan bir 'çaylak'tı tabiri caizse. Yine şu dönemlerde olduğu gibi yine o zamanlar uzaktan topa vurma alışkanlığı vardı. Bu noktayı çok iyi hatırlıyorum. Hatta o kadar iştahlıydı ki, Hakan Şükür, Sabri gol atar diye mi çekinmişti bilinmez ama Olimpiyat'taki Gençlerbirliği maçında giydirmişti bir güzel zılgıtı. Hakan'a çok kızmıştım. Sabri'ye yürümeye yeni yeni çabalayan bir bebek gözüyle bakıyordum. Burada kendimle ilgili bir detayı paylaşayım. Ben kaleye şut atma isteği olan oyuncuya asla 'niye vuruyor' diye kızmam. Aksine şut çekilmesini severim. Çünkü o şut futbolun ihtiyacı olan gol ile neticelenen bir eylemdir. İşte o nedenle Hakan'ın Sabri'nin gelişimine negatif etki ettiğini düşünürüm hala. Belki de o zılgıt yüzünden Sabri 'duran topların usta ismi' olamadı. Keşke o 'ufak bebek' teşfik edilseydi de bugün bu kadar makara konusu olabilecek kadar yeteneği körelir miydi? İşte bu konuda daha iyiye giderdi diye düşünenlerdenim.

Hadi gözlerimizi objektif bir şekilde açıp 2 maça bakalım. 16 şampiyonluğu kazandığımız Kayseri maçında Sabri arasına kopya kağıdı koymuşçasına aynı yerden 2 gol atıp maçın adamı olmuştu. Keza geçen sene Bordo'yu 4-3 yendiğimiz maçta son dakika golü yine onun ayağından çıkan bir şuttan gelip gecenin adamı oluvermişti. Hatta maçtan sonra ASY'de tribünlere 3'lü çektirdiğinde bütün stadın Hakan Şükür gibi şut atmasına kızdığı adam bağırlara basılıyordu. Kızmasın kimse Sabri'ye. Sabri hep doğru olanı yapıyor aslında ama hiç doğru yönetilememişti. Belki bu baskı Sabri'de çok ağır bir menepoz vakası(bayanlar alınmasın lütfen) oluşturmaya başlamıştı. Sabri artık çok hırçın bir oyuncuydu. Bir ara kadro dışı bırakılmıştı ama eski kaptanların hatrı onu tekrar kadroda tutmuştu.

Peki bu sene sana ne oldu Sabri. Rijkaard mı değdi sana. Senden Alves yaratmaya mı çalışıyor bu adam. Aslında olmayacak iş değil. Zira bir futbol severe Sabri'yi sorusak akla gelecek 3 şeyin en olumsuzu olan 'hırçınlık'(buna öfke, sinir, agresifte diyebilirsiniz)  tamamen bünyesinden arındırılmıştı. Bursa deplasmanında neredeyse ayağını kıracak olan Bekir Ozan'a saldırmamış sadece tepki göstermişti. Bu iki kavram arasındaki ince çizgiyi görebilenler için ayrıca bu olayı paylaşmakta fayda var. Bu sene şut atmaktan çok asli görevi olan asist ve orta yapma üstüne gelişmeye başladı. Buna rağmen yukarıda bir dolu değindiğimiz şut çekme özelliği nedeniyle sarı kırmızılı forma altında oynadığı 21 maçta 2 gol atıp bunun yanı sıra 3 asist üretti. Aslında bu istatistikler Sabri'nin yavaş yavaş Rijkaard tarafından evrilmeye başlandının ciddi bir kanıtı. Çünkü geçtiğimiz senelerde bir sezonda en fazla 5 asist üretip, 2-3 gol atan oyuncu henüz bu istatistiğe sezonun 3/1lik diliminde bayağı bir yaklaştı. Demek ki Sabri'nin bundan önceki kılavuzları hep kargaymış. Geçen sene Alves'i Barça'ya sattıktan sonra bir ara Sevilla'nın listesine giren Sabri, Alves'e doğru evriliyor.


Sabri iyi seyretti mi acaba El Classico'yu. Aslında çok merak ediyorum. Senden Alves'in Ibra'ya attığı gol paslarını bekliyorum. Senden Messi'nin harcadığı akıl almaz Alves asistleri bekliyorum. Evrildiğin yer doğru yer. Çünkü artık doğru ellerdesin. Kıymetini bil. Bir ara adının bile doğru yazılmadığı yere adını efsane olarak kazı. In Sabri, Hakan trust.

P.S. Foto bobiler.org'tan
P.S. Kafama taş düştü sanırım. 1 haftada 3. uzun yazıyı yazdım. Bana bir haller oluyor.

0 Hayat Belirtisi: