Arda Giderken...

16 Nisan 2011 Cumartesi

M.Bolesdav maçında ilk seyrettiğimde, attığı gollere ilk hayran kaldığımda içtiğim biralarında etkisiyle kendi kendime 'elimimizde en az 20.000.000€'luk bir cevher var' diye kendi kendime sayıklamıştım. Ribery'nin firarı ardından tam bir piyangoydu Arda. Sezon başından beri Atletico'nun resmen istediğini biliyoruz Arda'yı. 

Arda'ya yapılan en büyük yanlışlık ona takımın kaptanlığının verilmesiydi. Sosyal zekası üst seviyede bu çocuğun yalnız bizim medyamız malesef insan görünümlü hayvanlardan oluştuğundan çocuğun canına okudular. Değerini bilenler elbette vardı. O yüzden onları tenzi ediyorum. O dönemin koşullarında Arda'ya kaptanlık verilmesi tam anlamıyla popülizmdi. Kaptanlık mental anlamda takıma liderlik edecek birisine Kewell'a verilmeliydi. Yalnız dikkatinizi çektiyse ben doğduğumdan beri o pazubandı hiçbir yabancı takmadı.Belki 1-2 maçlığına Song takmış olabilir). Hagi bile. Gerisini siz düşünün. Haliyle bu baskının altında Arda yavaş yavaş ezilmeye başladı. Yetenekleri doğrultusunda her kötü gidişte gözler ona çevrildi. Haliyle çocuk yabancı piyasada itibarını kaybetmeye başladı. gerçi yönetim Arda'yı satmaya yanaşmıoruz demiş olsa da Arda'ya her zaman bir meta gözüyle baktı. Bu realiteyi lütfen kimse gözden kaçırmasın.

İşin maddi boyutlarına bakacak olur isek; hep yanlış pazarlama taktikleriyle -sadece Arda olmamak kaydıyla- birçok oyuncumuzun piyasa fiyatı piç edildi. Belki satış işinde bulunuyor olmam nedeniyle bu gözle olaylara bakıyorum. Arda'yı Euro2008'den sonra satacaktık aslında. Piyasası o zaman çok daha yüksekti. Keza Topal ve Servet için de aynı durum söz konusuydu. Topal'ı, Everton'un yaklaşık 12.000.000€ verdiği zamanda satmayıp ertesi sene 3te1'i fiyatla vermek tam olarak başarısızlıktır. Keza o dönem Nuri Şahin için 3.000.000€ çok diyen de aynı yönetimdi malesef. Ki Nuri o dönem anlaşılsa gelecekti. Bu kadar net yazıyorum. Hatta Selçuk İnan'ın Manisa'dayken bize 2 maçta 3 tane ceza sahası dışından attığı golden sonra da alınmasını belirtmiştim farklı mecralarda. Mehmet'ten gelecek paranın yarısı bile değildi ikisine ödenecek bedeller. Gelin bir de şimdi bu adamların piyasa değerlerine, takımlarına olan katkılarına bakın.  Zararı ziyanı varın şimdi siz hesaplayın. Ve bu yönetim mali olarak ibra edildi. Şaka gibi. 30/40.000.000€'nun çöpe atıldığı bir ortamda böyle bir ibra hangi aklın bakış açısı onu da kurula katılanlara sormak lazım. 

Şimdi Arda yaklaşık olarak 12.000.000€ gibi bir rakama. Yani optimum fiyatına satılacak. Arda'nın satılmasına kesinlikle karşı değilim, aksine ilk günden bu yana satılmasından yanayım. Çünkü biz elimizdeki en büyük değerleri yok etmeyi çok iyi biliyoruz.Gidecek olan sadece Arda değil yaklaşık Kazım + Yekta dışındaki bütün yerliler(alt yapıdan gelenler hariç) ve muhtemelen Stancu dışındaki bütün yabancılar gönderilecek. 4 yılda nerede olması hedefleniyordu takım ne hale geldik. Arda'ya küfredenlere Güneri Civaoğlu'nun bugünkü yazısını itaf ediyorum. Kapak olsun o küfürleri edenlere. Arda Fener forması giyse az bunlara. 

Aslında giden Galatasaray'ın son ruhudur. Bakalım seneye ruh nakli için kimler takıma katılacak. Arda'ya kaptanlık değil ruhunu emanet edeceği biri lazımdı. En başından beri yapılan yanlış buydu kısaca belirtmek gerekirse. Galatasaraylılık Baba Gündüz'den Metin Oktay'a, Cüneyt Kaptan'dan Hakan Şükür'e, Bülent'e ve Hagi'ye onlardan da Arda'ya miras kalan bir olgudur. Artık bu mirası yiyecek kimse kalmadı takımda.

0 Hayat Belirtisi: