31 Aralık 2011 Cumartesi
30 Aralık 2011 Cuma
35'lik
Şimdi kaçlık açarsan aç, alkol hiç bir acıyı dindirmeyecek kadar su kıvamında. Kürt ve Türk kardeşlerimin arasını açmaya çalışmaya devam eden militarist devlete ve PKK'ya ölümüne karşıyız. Deniz Gezmiş'çiyiz. Silahlara değil, kaleme sarılanlardanız.
28 Aralık 2011 Çarşamba
Atakan Yiğitoğlu
Bu sezonun ilk transfer önerisi. Atakan, Herta Berlin U23 takımında forma giyiyor. 188 cmlik boyu ile tam bir defans oyuncusu. Porto'nun efsanevi kaptanı 'Tank' lakaplı Jorge Costa'yı andırıyor bana. Göbekte sağ içte pozisyonda görev almakta. Türkiye U-16/17/18 takımlarında oynamışlığı da var. Ömer Toprak gibi Leverkusen keşfettikten sonra keşketmeyelim kendisini. Formasını terlettiği 13 lig maçında 1116 dk. formasını terletmiş ve 1 gol kaydetmiş. Kırmızı kart gördüğü 1 maç dışında sürekli 90 dk. oynamış. Sözleşmesinin yıl sonu bitecek olması nedeniyle bonservissiz alma olanağı da bulunuyor. Yeter ki Ümit Davala kendisini ziyaret etsin. Semih ile beraber Galatasaray'ın geleceği olabilir.
25 Aralık 2011 Pazar
Mahalle Arasında Futbol
En çok özlemini çektiğimiz çocukluk anılarımızda hep mahalle arasındaki maçlarımız vardır. Büyükada'da Yeditepe Üniversitesi'nin lojmanının arkasındaki zemini beton olan tellerle çevrili 'Telli Saha' bizim 'arena'mızdı. Büyüklü küçüklü yaklaşık her gün 20'ye kadar kişi orada top oynardı. Büyüklerin maçı bitene kadar küçükler hep kenarda 'bitse de biz oynasak artık' diye beklerlerdi. Geçen hafta İstanbul'daydım, şimdi kimsecikler kalmamış. O ufak çocuklar büyümüşler yalnız arkadan yeni bir jenerasyon hiç gelmemiş.
Defiance
Tek kelimeyle muhteşem bir film. Yahudilerin, gerçek hayattan alınmış şu dramı seyredip, 'kendine yapılmasını istemediğin davranışı başkasına yapma' ilkesini uygulamasını çok isterim. Daniel Craig ve Liev Schreiber harika bir ikili olmuşlar filmde.
24 Aralık 2011 Cumartesi
23 Aralık 2011 Cuma
Public Hagi
Selçuk'un gelişini taa Manisa'dan beri istiyordum. Bu yıl artık frikik gibi bir silahımız varsa o da Selçuk'un eseridir. Trabzon maçıyla beraber 2. frikik golümüz! Gerçekten hasret kalmışız Hagi'den sonra frikiğe. Maçın ilk yarısında Emre'ye çarptırarak attırmak istediği gol pozisyonu da çok iyiydi ama yanlış kafayı seçmiş, o pozisyonda Baros&Elmander falan olmalıydı. Melo kırmızılıktı, bakalım ne zaman kızaracak! İlk yarıda Simpson'un direkten dönen pozisyonu yada 2. yarıda Ahmet İlhan'ın pozisyonları gol olsaydı maç çok daha zor geçerdi. Ahmet İlhan'ın pozisyonunda Muslera gerçekten uzadı. Tafo'dan bir şeyler kapmaya başlamış. Engin Baytar'ı saçları nedeniyle bir ara M. Sarp ile karıştırdım, 'olm ne alaka' oldum kendi kendime. Pozisyon dahi bulamadığımız maçı kazandık.
21 Aralık 2011 Çarşamba
18 Aralık 2011 Pazar
12 Aralık 2011 Pazartesi
11 Aralık 2011 Pazar
Teriminatörler
Yıllar sonra gelen frikik golü ve iyice yerleşen 4-4-2. Uzun zaman sonra göbekte ilk defa box-to-box oynayan 2 adama sahibiz(Selçuk ve Melo). Güçlü 2 forvet ile rakibin her daim daha rahat dengesini bozabiliyoruz. Ayrıca 20 yaşında 2 adamı derbilerde sahaya sürebilmek de Terim'in farkıdır. 4 gün arayla 2. derbi galibiyeti harika oldu. Kaza denilebilinicek bir puan kaybımız olmazsa ilk yarıyı da lider tamamlayacağız.
10 Aralık 2011 Cumartesi
Audi Commercial - Real Madrid CF vs FC Barcelona 2011
Reklam böyle olmalı. Çok başarılı olmuş. Super Clasico için renklerimiz bir alttaki postta bariz belli!
9 Aralık 2011 Cuma
8 Aralık 2011 Perşembe
2000 Ruhu
Derbinin havası vardır. Dün bu hava bizim açımızdan üstü düzeydeydi yalnız Kocaman'ın sahaya bildiğin 4-6-0 taktiği ile çıkması bizim orta sahayı daha rahat geçmemize izin verdi. Dün ilk yarı Selçuk Şahin, Emre B. ve Baroni ortalıkta yoktu. Resmen Fener orta sahasının içinden geçtik. Aslında bundan dolayı baskımız çok daha belirgindi. Kazım'ın kanadını hiç aktif kullanamadık adam gibi. İlk 20 Dk.da kaçan gollerin yarısı gol olsaydı muhtemelen 6-7 gollü bir galibiyetimiz olurdu. Tek kelimeyle tecavüzdü. O kadar çok gol kaçtı ki, Eboue'nin golü filelere takılana kadar yerimden kıpırdamamıştım, o derece düşünün. 2. yarıda Kocaman değişiklikleri yapsa da iş işten geçmişti. Terim aptal bir adam değil. Takımı geçen sene Hagi'nin yaptığı gibi yaslamadı geriye. Maçın adamı 1 gol, 1 asist ve bitmeyen enerjisi ile Elmander'di. Melo, Emre Çolak ve Eboue maçın diğer kilit adamlarıydı. Bu arada çift forveti özlemişiz. Hele derbide rakip forvetsiz de çıkınca galibiyet kaçınılmazdı. Uzun bir aradan sonra işe forma ile gitmek harika bir duygu. 2000 ruhu kapıyı çalıyor. Böyle devam etmek lazım artık.
Trabzon'a da değinmek gerekir. İlk kornerini 80. dk.da atan takım Fransa'ya kendi göbeğini kendi kesmeye gitmemiştir. Ranieri'nin sözüyle neden sahaya çıkılır anlayabilmiş değilim.
