Cimbom etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Cimbom etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Adresim Değişti

6 Nisan 2015 Pazartesi

Daha önce yazmıştım iş üstüne bir blog yazacağımı. https://hakanbaysal.wordpress.com/ adresinden yazmaya başladım.

Futbol'a gelince. Şampiyon oluruz inşallah. Olursak da en güzel slogan "4'er 4'er taktık 4. yıldızı" olmalı. Sağlam bir ironi iyi gider :) Bu kadar 4 gol yediğin maçların olduğu bir yılda 4. yıldız bence rüya gibi.

Mancini ve Prandelli ile ilgili tüm öngörülerim maalesef doğru çıktı :( Hamza Hoca iyi işler yapıyor. Böyle devam etsin.

Dün Fenerbahçe otobüsüne yapılan silahlı saldırı sonrası hala futbol adına yazacak birşey bulamıyorum.

Futbol Para Ligi

2 Şubat 2014 Pazar


Galatasaray geçen yıl 19. olduğu Para Ligi'nde 3 basamak yükselerek 16.lığa yükseldi. Fenerbahçe ise bu yıl Avrupa Kupaları'ndan men edilmesine rağmen 18. sıradan giriş yaptı. Detaylara buradan erişebilirsiniz.

Tribüne Koşarken Daha Bir Güzelsin...

12 Aralık 2013 Perşembe

11.12.13 Hatırası olsun bu da...

Benvenuto Mancini

30 Eylül 2013 Pazartesi

 
Terim'in skandal gönderilişi sonrası tek dileğim bu yönetimin istifasıdır. Terim son basın toplantısında Galatasaray'ın kendisi için bir seçenek olmadığını ifade etmişti. Doğru; Terim için Galatasaray kaderdir. Son 2 yılda umduğumdan çok daha güzel işler yapıldı. Hatta Terim bile geçen yıl 2000 kadrosunun önünde gittiğinin itirafını bile duymuştuk ama Terim'le bir Avrupa kupası nasip olmadı.
 
Şimdi Mancini geldi. Man. City ile gelen başarıların sınırsız Arap bütçesi ile gerçekleştiğini unutmayalım. PL seviyesindeki bir lige kariyeri iyi olan herkes gider. Türkiye'de 6+0+4 sorunuyla karşılaşılacak. Yabancı rotasyonu ve yerlilerin bu rotasyona ne kadar hazır olacakları temel sorun. Hakan, Semih, Selçuk, Burak ve sakatlığı geçtikten sonra Hamit adını ilk 11'e yazdıracaktır fakat yüksek maaşlı ve yine yüksek bonservislere mal olmuş tribündeki yabancılar sorun sorun teşkil edecek. Bu sınırın önümüzdeki yıl 5 tane kadroda, 3 tane tribünde olacağını düşünürsek TFF ile restleşen yönetimin önümüzdeki yıl 2 seçeneği kalıyor. Ya oyuncu kiralayacaklar ya da satacaklar. Bu satıştan Elmander'deki gibi para kazanamadan yapılan yatırımın geri dönüşünün stortif başarıdan uzak kalındığı her gün finansal anlamda yara vereceğini söylemek yanlış olmaz.
 
Böyle bir ortamda Türkiye ligine 'Fransız' olan Mancini ile anlaşıp ilerlemek; BJK'deki gibi yanına Önder Özen gibi bu ligi iyi tanıyan, toptan ve topçudan taktiksel anlamda anlayan bir koordinatör getirilmedikçe, bu tercihin sonunun Rijkaard gibi olacağını da reflekte ediyor bana.
 
Umarım ben yanılırım.

Nerede Bu Pastanın Çileği!!

9 Mayıs 2013 Perşembe

Nice güzel yaşlara Tafo...

19

6 Mayıs 2013 Pazartesi


Nihayet şampiyonluk geldi. Bu yıl bir çok dönüm noktası, kırılma anı yaşadık. Elazığ'da penaltı kurtaran Melo, Ordu ve MİY maçlarındaki kritik geri dönüşler ve Terim'siz maçlarda kazanma alışkanlığı çok önemliydi. Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek finale giderken hep geriden geldik. Az kalsın Madrid'e de soluğumuz yetecekti ancak olmadı. 4. yıldızın son köşesini umarım önümüzdeki yıl tamamlamış olacağız. Gelelim bireysel performanslara : 

Muslera : Takımın en iyi 3 oyuncusundan birisi oldu. dünyanın en iyi 5 kalecisi arasında şuan rahatlıkla sayabiliriz buyıl ki eforunu. Satılırsa üzülürüm ancak 25 milyon € ve üstü tekliflere açık olmak lazım. Zira bu teklifle gelecek kulübü Muslera'da isteyecektir. O nedenle tutmak zorlaşacaktır.

Eboue : İyi bir bek bu açık. Ancak bazı sıkıntılar yaratmıyor değil. Bu yıl daha fazlasını verebilirdi. Satılırsa hiç üzülmem. Hala piyasası olan bir oyuncu zira.

Semih : Alt yapıdan bu kadar iyi oyuncular çıkarabiliyorsak ne mutlu bize. Takımın bel kemiği tek kelime ile. Geçen seneki hamle sorununu aşmış göründü bu yıl. Asla satılmamalı.

Dany : Aslında hızlı bir oyuncu ancak hızlı defans oyuncularının hamle hatası yapması genelde rastlanılan bir durumdur(Ör: İbrahim Toraman'ın ilk zamanları) tüm bunlara rağmen Semih ile uyumlu bir sezon geçirdiler. Pozisyon, pas ve hamle anlamındaki gelişim alanlarını tamamlarsa kadroda devamlı yer bulacaktır.

Riera : Bu yılın en çok gelişim gösteren oyuncuydu ancak fayda/maliyet konusunu Riera ismini her telafuzda dile getiriyorum. Riera kontratından birşeyleri 'feda' etmezse kendisinin feda edilmesi son derece doğru bir hamle olacaktır. maaş bütçesi için önemli bir adım olur. 2.9 milyon €'luk bir oyun oynamıyor kendisi. kaldı ki bu kontratı ne akla hizmet verdik orası da ayrı konu.

Sabri : Kontratında maç başına 3'lü çektirme primi olarak 25bin€ var gibi her maç sonu 3'lü yaptıracağına idmanda orta yapmayı bolca çalışmalı. Yoksa Terim kontenjanından takımda kalması bu şekilde çok kolay değil. Eboue'nin olası gidişinde Sabri ilk değil 2. tercih olacaktır sağ bekte.

Melo : Bu yıl ya kiralanmalı ya da uygun rakama alınmalı(kişisel fikrim yine kiralamaktan yana) Özellikle son 10 maçta ön liberonun bu takım için ne anlama geldiğini herkese iyice hissettirdi.

Selçuk : Bu takımın tek kelimeyle beyni, ruhu ve yerli 'Hagi'si. Hiç satılmasını istemediğim bir oyuncu ancak değerini bulursa ve kendisi de gitmek isterse olabilir.

Hamit : Bu yıl sadece direkten dönen toplarının yarısı içeri girmiş olsa ne kadar etkili bir orta saha olduğunu herkes çok daha net anlamış olacaktı. Ancak S04 maçındaki golüyle tura tutunmamızı sağlayan isim olmuştu. Yerinde hamleleri, asistleri ve her şeyden önemlisi adamlığı ile bu takıma daha çok şey katacak. Yeter ki toplar da kendisini sevsin.

Burak : Kral işte kardeşim adam. Daha önce ileride pres yapmayan Burak, deplasmandaki Bursa maçından sonra daha fazla asılmaya başladı ve kariyerini de ciddi şekilde ivmelendirdi. Öğrendiklerini saha yansıtarak piyasasını 2. yarı itibariyle daha da arttırdı. Satılmasından yana elbette kalmasından yanayım ancak su yolunu bulur ve iyi bir teklifle o da ayrılmak isterse elbette gidebilir.

Umut : İlk geldiğinde ilk yarıda gösterdiği kilit eforu açıkçası kendisinden beklemiyordum. Bu yönden baktığımızda çok önemli bir yük taşıdığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Bonservisi muhakkak alınmalı. 3.2 milyon €    normalde para değil kariyerli oyunculara ödediğimiz paraların yanında.

Drogba : Bir ruh transferi olduğunu yazmıştım daha önce. Hızından kaybetmiş olsa da, oyun zekası ve liderliği ile çok şey kattı bu takıma. Önümüzdeki yıl çok daha etkili olacaktır her kulvarda.

Sneijder : Sistemi değiştiren adam. Ciddi maç eksikliği nedeniyle hala tam randıman vermiyor. Gerçekten sezon başı kampında eski günlerine döner ve daha box-to-box oynarsa çok daha verimli olacaktır ancak hala Nuri-Sneijder takasında ısrarcıyım.

Ambrabat : Bonservisinin oyuncusu olmadığı çok aşikar. Çok şey vermedi ancak özellikle 2.yarılarda oyuna girdiğinde oyunu dikey oynamak istediğinde maçın kaderini değiştirecek bir potansiyele fazlasıyla sahip. Umarım çok daha verimli olur önümüzdeki yıl. Sezon sonu uygun rakama satılırsa da en çok ben sevinirim.

Emre : Özellikle Ambrabat transferi en çok onu olumsuz etkiledi. Oynadığı maçlarda çok daha fazlasını koymalı, bencil olmamalı. Bu takımın sol iç oyuncusuna ihtiyaç olduğunu benden iyi kendisi göremiyorsa sorun çok daha vahim. Kendisini bu yönde geliştirirse ve ikili mücadeleye daha çok girerse seneye bu takımda kalacak gibi.

Yekta : Bu yıl ki gelişimi çok iyiydi. Orta saha rotasyonunda ve Melo'nun yokluğunda bu takımda kalabileceğini açıkça kanıtladı. Umarım gelişimini sürdürüp önümüzdeki yıl bu yıldan çok daha rekabetçi olur.

Elmander : Maalesef bu yıl sakatlıktan dolayı geçen yıl ki eforunu göremedik. Muhtemelen yaşınınında ilerlemesiyle ve yabancı kontenjanındaki azalmayla beraber sezon sonu satılacak ya da kiralanacak. Piyasası olması nedeniyle PL ekiplerine bile rahatlıkla satılabilir.

Aydın Yılmaz : Bu yıl çok kötü oynadığını ifade edemeyiz. Aydın bu takımdan yıl sonunda gönderilirse bu tamamen kendisine bir şeyler katmamış olmasından kaynaklı olacak. Nihayetinde Florya'nın çocuğudur, kalırsa mutlu oluruz ancak gelişim kaydetmemesi nedeniyle giderse üzülmem.

Hakan : Bu yıl sakatlığı nedeniyle ve Riera'nın eforu nedeniyle oynayamadı tam anlamıyla. Muhakkak takımda kalacaktır. İyi bir tecrübe diyebiliriz kendisi için. Sorunsuz kişiliğini yaşının olgunluğuyla beraber takıma abilik yaparak kullanırsa takımda 5 yıl daha rahat oynar.

Gökhan Zan : Semih-Dany ve hatta Cris'in arkasında bu kadar sorunsuz bekleyip as oyuncu statüsüne yükselmesi ayrı bir teşekkür gerektirir. Takıma özellikle tecrübesiyle çok şey katacaktır. Muhtemelen emekliliğini Florya'da görecek ender adamlardan olacaktır.

Engin, Furkan, Çağlar, Ujfa ve yedek kaleciler : Bu yıl maalesef bu arkadaşlar ceza, sakatlık ve 1. pozisyondaki takım arkadaşlarının eforu nedeniyle forma giyemediler. Muhtemelen önümüzdeki yıl Eray dışında takımda da kalamayacaklar. Kattıkları değer için teşekkür edilip yollar ayrılacak gibi görünüyor.

Pazartesi Şarkıları (Kurban - Lambaya Püf De)


Haftaya Kadıköy'de yine ışıklar sönecek...

Yeni Sezona Doğru

2 Mayıs 2013 Perşembe


Bu hafta sonu ligi matematiksel olarak bitirmek istiyoruz. Son 2 hafta derbi oynanacağından sadece prestij önemli. Açıkçası Fener'i deplasmanda yenerek şampiyon olmak çok daha keyifli olurdu. İçimde bu yıl Kadıköy'deki derbiden galip ayrılacağımızla ilgili ciddi bir inanç var. Sonrasında yeni sezonla ilgili bolca transfer haberleri okuyacağız. Alper'in transferinde son noktaya az kaldı. Sadece Melo için değil Selçuk'un olası gidişini de düşünürsek oldukça iyi bir alternatif olacaktır bu bölgeye. Pozisyon-pozisyon değerlendirelim, ancak yabancı limitine muhakkak dikkat edip oldukça fazla yerli isim telafuz edeceğiz. Malum 5 yabancı hakkımız varsa burada takımda kalma önceliği Drogba, Sneijder, Melo, Muslera ve Dany'de(Ambrabat) olmalı :

Kale : Muslera bu yıl çok iyi bir performans göstererek büyük kulüplerin radarına yakalandı. Açıkçası 25 milyon €'luk bir tekliften aşağısını ben asla kabul etmem. Maliyeti, Udinese ve kendi yetiştiği kulübe 12 milyon € + Lorik Cana olan futbolcu için en az 15 milyon €'ya katlanmışsan, 3-4 milyon € kar etmen seni kesmemeli. Gidecekse 25 milyon €'dan aşağısı asla olmamalı. Yedeklerinin çok başarılı olmadığını düşünürsek, ya Sinan Bolat ya da Onur Kıvrak olmamalı tercihin. Rotasyon için her 2 oyuncuyu da almalıyız. Sinan'ın kontratı biteceğinden sadece imza parası + yıllık ücret maliyetine katlanılacak olması Onur'un yanı sıra transfer edilmesi için oldukça cazip olur.

Defans : Özellikle solbekte Riera bu yıl geçen yılın üstünde bir bek performansı sergiledi ancak yıllık 2.9 milyon €'luk bir oyun oynadığını söyleyemeyiz. İspanya'dan talibi varsa muhakkak göndermeliyiz. Yerine Hakan Balta'nın alternatifi olması için bu yıl Sivas'la kontratı bitecek olan Hayrettin ya da Ordu'da kiralık oynayan Atila Turan düşünülebilir. Çağlar'a artık güvenmiyorum. Stoper için ise Serdar Taşçı(almanya dışına transfer maddesi 5 milyon € diyebiliyorum) ve Ömer Toprak'tan(en fazla 5 milyon €'ya rahatlıkla alınabilinir) en az 1 tanesi alınmalı. 2'si birden alınırsa Gökhan ve Dany'i beraber yollamak lazım ancak Gökhan iyi bir rotasyon sağlayacaktır. Ayrıca Ceyhun Gülselam'ı orta sahada değilde defansta denememiz konusunda ısrarcıyım. Sağbekte Eboue'nin bazı problemleri olduğu çok açık. Satıp iyi para kazanabiliriz rahatlıkla. Piyasası 3-4 milyon €'dan aşağı olmayacatır. Burada Sabri'ye hala çok güvenemiyorum açıkçası. BJK'da sözleşmesi bitecek olan İbrahim Toraman ya da Gençlerden yine sözleşmesi bitecek olab Cem Can mantıklı bir yerli alternatif olabilir buraya ya da Hamit/Sabri rotasyonu düşünülebilir. Ujfa malum yolcu.

Orta Saha : Muslera için ne yazdıysam Selçuk için de aynısını düşünüyorum. 25 milyon €'dan aşağıda geleni geri göndermek lazım, üstündeki tekliflerde gönderilebilinir. Melo ise son 5-6 maçtır çok temiz bir oyun oynuyor ancak 6.5 milyon € değilde en fazla 5 milyon €'ya işi bitirebilirsek çok güzel olur. Ayrıca Alper'de geldiğinde çok iyi bir iskelet olacak orta alanda. Ambrabat için 6 milyon € üstünde bir teklif gelirse satabilirsek ne ala yoksa mecburiyetten kalacak. Aslında kötü oyuncu değil ancak takım için daha fazla oyuna katılması en büyük gelişim alanı. Emre Çolak aslında takasta kullanılmamalı. İyi bir yerli bana kalırsa. Amrabat satılırsa kesinlikle kalmalı. Takımda sol ayaklı orta alan oyuncusu kalmayacak o giderse. Yekta ise oldukça iyi bir gelişme kaydetti bu yıl. Alper-Melo-Yekta, Selçuk'un olası gidişinde benim çok güvendiğim bir ratosyon olacağından çok fazla üzülmemi engelleyecektir. Keza Aydın, Eboue gider ve yerine sağbek alınmazsa Hamit/Sabri sağbek rotasyonunda sağ kanat için iyi ir alternatif olacaktır. Olmadı Kazım, neme lazım! Yiğit, Engin ve Culio'yu gönder gitsin. Sneijder - Nuri takası yapabilsek harika olur. Bu konuda şaka falan yapmıyorum. Sol ayaklı iç oyuncu lazım bu takıma. Erman Kılıç hakkında yazmıştım. Sola muhakkak yerli şart yoksa Robben kendi istese de gelemeyebilir kontenjan sorunu nedeniyle (gerçi kiralık formülüyle eldekileri kiralayarak da çözülür ya bu sorun).

Forvet : Umut muhakkak kalmalı. Fiyatı çok uygun, fazla çıngar çıkarmayalım, alalım kafamız rahat etsin. Drogba hız anlamında çok şey kaybetmiş gibi görünsede mental anlamda bu takıma oldukça fazla şeyler katıyor. Belki 2015'i de bu forma altında görebilir. Gelelim Burak'a. Muslera ve Selçuk için ne yazdıysam +5 milyon € daha ekleyerek yineliyorum dediklerimi. Giderse yerine Cenk Tosun alınmalı muhakkak. Sercan-M.Batdal falan ne varsa + biraz da para verip almalıyız. En az Alper transferi kadar önemli. Yabanco kontenjanı için Elmander'de gönderilmeli. Cenk'in gelmesi yerli rotasyonunu sağlar ve oldukça kaliteli bir yerli. Ben Burak'tan aşağıdakalacağına inanmıyorum. Sadece Antep'te biraz daha kana oynuyor, olay bu.

Son tahlilde; benim kadromda transfer piyasası olan Elmander, Eboue, Burak, Selçuk ve Muslera'dan yaklaşık 85-90 milyon €'luk süper bir gelirle yabancı transferinde hareket alanı sağlayıp(Robben gibi) genç ve tecrübeli Türk oyuncularla kadroyu oluşturmak var. Yukarıdaki yazıda alınabilecek isimlerin maliyeti en fazla 40-45 milyon € olacaktır(rakamın yarısı Robben'in bonservisidir). Ayrıca maaş bütçesi de oldukça düşecektir. Finansal anlamda çok daha rahat olacaktır kulüp.

Teşekkürler

10 Nisan 2013 Çarşamba

Belki Sneijder 6 pastan topu kolay şekilde aut yerine fileye yollasa ve Drogba 1 adım geriden gelip ofsaytta olmasa şuan herkes ütopik bir şekilde gerçekleşen tarihi destanı konuşacaktı. Sağlık olsun. İnanmayanlara bu korkuyu hissettirdiniz ya o da bize yeter.

Mou Bizi Çimdikledi

4 Nisan 2013 Perşembe


Evet, rüyadan kalktık. Ancak penaltıları yok sayan, 2. yarı takdir haklarının tamamını Real'den yana kullanan hakem bir yana, ne adam gibi 2 pas yapabildik, ne de ileride çoğalabildik. Bakın şimdi söyleyeceğim şey bir birinden çok farklı 2 kavramdır. Aman kimse karıştırmasın. zira bu bizm ülkemizde oldukça karıştırılıp eleştirilir. Kapalı oynamak ile oyuncuların birbirine yakın oynaması 2 farklı kavramdır. Kapalı oynamak bildiğin 5-4-1 ya da 4-6-0 şeklinde oynanabilir. Oyuncuların birbirine yakın oynaması ise bir sistemden bağımsız her kurguda dar alanda oynaktır. Bunun esası; rakip geniş alanda rahat adam geçen oyunculara sahipse, buna müsamaha etmemek için dar alanda kolay top çevirip, rakibi toptan uzak tutup oyunu soğutabilesin, rakibe pozisyon vermeden kendi ataklarının hazırlıklarını yapabilesin. Dün bunu başaramadık ilk yarıda ancak olabildiğince göbeği kullanabilmeye çalıştık. İşin en kötü tarafı ilk 20 dk. dayanamamak oldu.


2. yarı Sneijder oyundan alındı Gökhan girdi, yukarıdaki formasyonda il paragrafta bahsettiğime yakın bir kurgu ile oynadık ve aslında başarılı da olduk. Sneijder yerine Nuri alınsaydı diye yazmıştım daha önce. bu durum kriz yaratabilir gelecekte. Bekler hücuma çıkıp ileridi basınca bir çok Real atağı başlamadan bitti. 3. gol bile duran toptan, adam paylaşımının doğru yapılmamasından yendi. O derece az pozisyon verdik. Pisi pisine kaybettik. Üzüldüm. Ancak son sözüm duran top kullanımları için. Ne olursa olsun bu takımın duran toplarını ilk kullanması gereken isim Selçuk İnan'dır. Ne Drogba ne de Sneijder.

Pazartesi Şarkıları (Manowar - Number One)

1 Nisan 2013 Pazartesi

Number 1 by Manowar on Grooveshark

Şarkıyı Galatasaray takımına armağan ediyorum. Özellikle şarkının nakaratındaki oynasınlar gerisi sorun değil. Hatta ben Fatih Terim'in yerinde olsam Çarşamba'ya takımı sadece Manowar dinleterek motive ederdim. Zira Manowar'ın orta çağ görüşünden yola çıkarsak, hemen hemen her şarkısında maçları taktik dışında nasıl kazanacakları açıkça belirtiliyor...

Bilerek Ve Tasarlayarak Gol Atmak

28 Mart 2013 Perşembe



Dorgba'nın röportajının tümüne buradan erişebilirsiniz. Benim takıldığım kilit yer aşağıdaki 2 soruya verilen yanıttır. Normalde bizde Türk oyunculara "gol nasıl oldu?" sorusu sorulduğunda "İşte arkadaş çizgiye indi ortaladı, ben de vurdum gol oldu" şeklinde amatör bir anlatımları dinliyorduk. Drogba golü nasıl bilerek ve golü ne yaparsa, nasıl atacağını anlatmış. Gerçekten mantelite farkını hissettiriyor ve hissettirecek.


-Bayern Münih'e attığın kafa golü muhteşemdi. Katılıyor musun?
"Eğer siz öyle diyorsanız! Hava hakimiyetimin oyunumun en güçlü parçalarından biri olduğunu biliyorum. Çocukluğumdan beri bunun için çok çalıştım. Zamanlama, hava topları için en önemli konu. Çok fazla oyuncu kafa toplarında çok iyidir ama kilit nokta zamanlamadır."
-O gol çok önemli bir goldü. Bu golü hala rüyalarında görüyor musun?
"Evet. Takım içinde kornerleri kullanmak için görevlendirilmiş oyunculardan sadece Mata oyundaydı. Benimle eşleşen Jerome Boateng'den kurtuldum. Böylece avantajı elime aldım. Daha sonra bedenimi konumlandırdım, pozisyonumu aldım. Kalenin nerede olduğunu hesaba kattım. Topa da doğru hızı vermek için hareket ettim."

Eski Dostlar, Depreşen Hatıralar

16 Mart 2013 Cumartesi

Zor ama gerçekten imkansız değil. Mourinho, Drogba, Hamit ve Sneijder için çok daha duygusal bir kura olduğu belli. Kaka'yı getirecez demiştik, kesmedi tüm Madridista tayfasını getiriyoruz ASY'ye. Deplasmanda en kötü 1 farklı mağlubiyet burada zemine takılmadığımız takdirde turu getirecektir. Bizim oyuncuların ve Terim'in damarında akan kan bu tip maçlarda 5 misli fazla akar. Takım gerçek ruhuyla oynarsa ve hücumda girdiğimiz pozisyonlarda gol başarısını yüksek çıkarırsak Real'i Arena'nın çimlerine gömmek zor ancak kesinlikle imkansız değil.

Elini Kalbime Koydun, Yüreğimi Söküp Aldın

13 Mart 2013 Çarşamba

Çeyrek finaldeyiz, ötesi yok işte. Hamit'in değeri o direkten dönen toplar içeri girdiğinde anlaşılacak diye çoğu kez söylemiştim. Öyle de oldu. Drogba gerçekten lazımmış. Defansı kesinlikle ileri çıkarmadı ve sürekli faul kazandı. Selçuk İnan artık Metin Oktay, Hakan Şükür, Gündüz Kılıç, Hagi eforu gösteriyor. Özellikle solda mükemmel bir efor gösterdi. Yeri geldi merkezden top aldı. Burak gerçekten Avrupa'nın sayılı forvetlerinden birisi. Melo bu sezon en iyi topunu oynadı. Sade, verimli ancak gösterişsiz ve rakiple gereksiz münakaşadan uzak. her şeyden ötesi ise Muslera candır, canandır bu gönüllerde. Artık rakip seçme şansımız yok. Madrid'te gelse, Barça'da gelse siz yürüyün Aslanlar. Düşseniz bile elimizi her zaman size uzatıp ayağa kaldıracaz sizleri. Yeter ki eliniz yüreğinizde, damarlarınızda Galatasaray aşkıyla oynayın.

Üçgensizlik

21 Şubat 2013 Perşembe

Demek ki CL ile Bundesliga aynı ölçüyü yansıtmıyormuş. Basına Terim'in tepkisi artık daha anlaşılır şekilde ortaya çıktı. Maçın ilk 10 dksında maçın bizim değil de S04'ün istediği şekilde ilerleyeceği çok açık şekilde görüldü. Burak'ın estetik golü sonrasında defansa çabucak yaslanmak ve orta alanda hiçbir şekilde üçgen kuramayıp topu çevirememek pas hatalarını ve basit top kaybı yapmamızı sürekli tetikledi. Bu kadar kaliteli ve teknik hücumcuların varken topu rakip alanda çevirerek tutabilmek varken topu her ayağına alan pas verecek adamların sürekli markajda olması nedeniyle çoğunlukla top kaybetti. Garibim Selçuk her seferinde bir tane adam ararken semazen gibi etrafında dönmek durumunda kaldı. Selçuk'un günahı bu takımda oynamaksa sezon sonu onun değerini çok daha iyi bilecek bir kulüp çıkar parayı basar alır en değerli adamını. Belki Hamit'in topu 4. kez direk yerine ağlara gitse maçı çok daha rahatlıkla koparabilirdik. Ancak basit gol yeme alışkanlığımız devam ediyor. Hücum bölgesinde hareketli 2-3 adamı olan ve takım savunmasını başarılı şekilde oynayan takımlara karşı hep sıkıntı yaşıyoruz. Dün ayrıca klasik 4-4-2 oynarken Sneijder'in sol kanat oynamayacağını çok açık şekilde gördük. 2. yarı Amrabat'ın oyuna girmesiyle rakip sağ kanadı daha efektif kullanan biz olduk. Sonuçta maçı 2-3 farkla alabilecekken 2-3 farkla da kaybededebilirdik. Beraberlik Terim'in felsefesindeki yenemiyorsan yenilme sözüyle bağdaşıyor. Almanya'da böyle oynarsak acı bir şekilde tura veda edip tekrar lige odaklanacağız.

Drogba Ve Yabancı Kontenjanı Sorunu

13 Şubat 2013 Çarşamba

Sezon başı gelseydi çok daha nokta atışı olurdu bence. Ancak verdiği 'söz'ü tutmak için Çin'i tercih etmişti. Sistemsel değişimi Sneijder'le gerçekleştirdikten sonra Şampiyonlar Ligi için gerekli ruhu da bünyeye kattık. Çilek'ten sonra çikolata krema güzel olacak. Drogba sistemsel bir değişimi kesinlikle tetiklemeyecektir. Bence yukarıdaki formatta oynayacaz. En makul olanı da bu zaten. yabanco kontenjanı nedeniyle Hakan-Riera yada Melo-Yekta değişimi rotasyonda sıklıkla görülecek. Tek forvet oynasak da bu böyle olacak görünüyor.

CL ve SL için mevcut kadro bu yılki hedefleri gerçekleştirecek düzeyde. Drogba, ister tek, ister çift forvet olsun rahatlıkla iş yapar. Hatta sırtı dönükken Sneijder'e asist bile sıklıkla yapacaktır. eğer Hakan solbek oynayacaksa Eboue/Sabri'nin ileri çıkışlarında Hakan'ın ters kademeye girmesiyle 3-3-3-1 formasyonuna da dönebiliriz. Rijkaard döneminde bunu sıklıkla uyguluyorduk hatırlarsanız.

Özellikle Burak'ın çift ayağını kullanabilmesi nedeniyle formasyon değişikliklerinde efektif olarak solda da değerlendirilebilir. Bu şekilde bir anda orta alanda 2 adamın daha orta alanda pas yaparak topu ileri taşımaya çalışan takımlara etkili presin yanı sıra, top kapma durumunda ileride daha hızlı ve fazla kişiyle bir anda çoğalmamız pozisyon bulmamızı da kolaylaştıracaktır. Geçen hafta yazdığımız yazıda belirttiğim üzere pastanın tam oturmamış olan pansipanyasının defosunu, pozisyon üstünlüğü ve rakibin olgunlaşmamış ataklarının ileride topa ve boş rakiplere basarak kapatabiliriz. Yine farklı bir format ise Eboue/Sabri beke, Hamit'te sağ kanada dönünce 4-3-2-1 formatıyla da oynayabiliriz. Ancak en büyük sıkıntı; ne Drogba ne de Sniejder. Tek sıkıntı lig maçlarındaki yabancı kontenjanı. İlerleyen haftalarda sıklıkla yerli solaklar hakkında öneriler olacak blogta. Zira Riera bu kadar formdayken, Hakan bu kadroda yedekten öteye geçemez.

Elveda Melo

28 Ocak 2013 Pazartesi

Bir önceki postta Melo'nun yerine transfer yapılmasını yazının henüz 2. cümlemde belirtmiştim. Maçtan öte Melo'nun kronikleşmeye başlayan davranış problemine cidden dedike bir terapi gerekiyor. Hazır Florya'ya da yakınken Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne götürüp göstermekte fayda olur. Maçta tükürüp tükürmediğini ekrandan net göremiyoruz. Tu Portekizce sen anlamına geliyormuş. Yersen. Açıkçası ilk geldiğinde de kiralık olmasının avantajının altını çizmiştim. Melo'nun seneye takımda olmayacağı aşikar. Yekta geçen yıla oranla güzel bir gelişme gösterdi ancak yeterli değil. Essien'i Real satın almazsa Chelsea'den kiralamak en mantıklı seçenek olacaktır. Özellikle bugün Drogba ile görüşmelerin başladığı haberleri ile beraber Essien'in bu bölgeye alınabilinmesi hiç de zor olmaz. Önümüzdeki postlarda zaten bu bölge ve solbek için alternatif önerilerim olacak.

Maça gelecek olursak. İnternetten kesik kesik de olsa seyretmeye çalıştım ya da GSTV'den dinledim maçı. Almeida'nın olmaması ve Fernandes'in sakatlıktan çıkmış olmasıyla beraber maç eksiğinin göze çarpması zaten ibreyi bize ister istemez çeviriyor. Ben Aybaba'nın yerinde olsam en büyük kumarı oynar normal kadroyu bozmadan Almeida'nın yerine Dentinho ile başlardım. 4-6-0 yada 4-5-1 gibi bir versiyonla Dentinho'yu Fernandes, Holosko ve Olcay'a yüzü dönük oynatıp onlara koşu alanları açtırırdım. Ancak 2 gün önce gelmiş ve takım arkadaşalarının geçtim özelliklerini isimlerini bile bilmeyen birisinden bu faydayı ne kadar sağlayabilirdik orası ayrı.

Bizim tarafta ise; Burak'ın olmaması dışında beni şaşırtan bir kadro yoktu. Ancak Elmander ve Umut'la ileride basıp rakibi bozma planı aslında işe yaradı. Hele gol de erken gelince maçı çevirdik. Hilbert'in beceriksizce harcadığı pozisyon dışında kalemizde pozisyon dahi görmedik. Selçuk'un derbilerdeki liderliğini sahaya yansıtması ve kullandığı her duran topta tehlike yaratması Riera'nın kafasıyla sonuca yansıdı. 2. yarıda klasik Sivok golüyle fark 1'e indi. Büyük takımların bu gibi klasik gol organizasyonları vardır. Önemli olan bunları çözebilmek. Bunu çözersek ligde daha rahat yürürüz. Sniejder'in girişinden 5 dk.sonra Melo atılınca kendisini çok net göremedik ancak daha uygun pozisyonda olduğu halde Riera ve Sabri kendisine pas vermiş olsa gerçekten o da taraftarı selamlayacak güzel bir gol ya da asist üretebilirdi. Bu arada biraz da Hamit'ten konuşalım. Bence kendisi çok iyi bir şutör ancak Real'de yedek kaldığı sürede bu becerisi körelmiş. Gerekiyorsa ayrı bir şut idmanı yapması çok faydalı olacaktır. Gerçeten 1 gol atsa kendisine gelecek ve şuana kadar olduğundan çok daha büyük fayda sağlayacak takıma.

Ligde şuan 5 puan farkla lideriz. Ancak Melo'nun yeri mevcut kadro içinden doldurulmalı. Sneijder geldiyse bu görevi Selçuk İnan çok başarılı bir şekilde geçici olarak üstlenebilir.

Galatasaray'da Transfer Bitmez Sendromu ve Hoşgeldin Sneijder

26 Ocak 2013 Cumartesi

Pastanın çileği de eklendi ancak hala pandispanyanın doğru oturduğunu ve pastanın görünümünü bozduğunu ifade edebiliriz. Artık sezon sonu Melo'nun akıbetiyle box-to-box oynayabilecek defansif özellikleri baskın bir orta saha lazım. Mümkünse Emre Belözoğlu gibi sol iç oynayan birisi daha kalıcı bir çözüm sağlar. Devşirme Riera ve Hakan'ın yerine gerçekten ideal bir solbek şart. Bununla Riera'nın fayda-maliyetine bakarak gönderilmesi kadar doğal bir süreç olamaz. Stoper'e ise kesinlikle yerli şart. Serdar Taşçı ve Ömer Toprak toplamda 15.000.000 €'ya alınabilinse bile anca kapatır buradaki ihtiyacı. Özellikle Muslera'nın geleceğini İngiltere ve İspanya'da olacağını düşünmek pek hayalcilik olmaz. Bu nedenle Sinan Bolat sözleşmesinin de Haziran'da biteceği düşünülerek şimdiden transfer edilirse çok makul bir transfer olur.

Gelelim devre arasına, Sneijder nihayet imzayı atabildi. Ancak sadece forvet arkası ya da merkez orta saha da yapabilme gibi dar bir alanda sıkışmış pozisyon opsiyonları nedeniyle yukarıda da belirttiğin sol iç oyuncuya ihtiyaç var. Keşke Nuri Real'den kiralanabilinseydi muazzam olurdu ancak olacak gibi de değildi açıkçası. Burada transfer ile çözümlenemeyecekse Emre Çolak'ı buraya bir şekilde adapte edebilmeye çalışmalıyız. Sözleşmesi bitecek olan Erman Kılıç'ta bu bölgeye düşünülebilir. Neden ama? Sniejder'in dar pozisyon opsiyonları bizi ya baklavavari 4-3-3 oynatacak ya da Umut'un yerine Ambrabat tercihi ile 4-2-3-1'e dönebiliriz ancak bu dönüşümde 1 yabancının dışarı çıkıp 1 yerlinin onun yerine dahil olması gerekiyor. En makul çözüm Riera - Hakan değişimi gibi duruyor. Yabancı sayısı düşecek ancak yabancı sayımızın BJK ve Trabzon kadar yükselmiş olması yerli rotasyonunu da maalesef daraltıyor. Bu nedenle yazın bolca defansa ve ortaya yerli transferi göreceğiz. Zira kadroda oynamayan Baros dahil 10 yabancı var. Baros,Ulfa ve kiralık Melo Haziran'da sözleşmeleri bitince, 7'ye düşecek bu rakam. TFF'nin kademeli olarak kadrodaki yabancı sayısını önümüzdeki yıl 6'ya, sonraki yılla beraber 5'e düşeceğinden planların da buna göre yapılması şart.

Gelelim Sneijder'e; gerçekten bu kadar elit bir oyuncuyu kadromuza kattığımız için mutluyum. Özellikle uzaktan şutlarıyla ve asistleriyle muhakkak büyük bir katkı sağlayacaktır. Bir üst paragrafta de bahsettiğim gibi sistem bu nedenle değişkenlik gösterecek ancak Sneijder ortada ofansa yönelik de oynayabileceğinden yine 4-4-2 sistemini de oynayabiliriz. Buraya o yüzden çok takılmıyorum. Bence Sneijder umulandan daha çabuk form tutacaktır. Hatta BJK maçında ise muhakkak 2. devre sonradan oyuna alınacağını ve özellikle skora etki edeceğine inanıyorum. Bu sezon çeşitli turnuvalarda 10 kez formasını giydiği Inter'de bile 2 gol 5 asist performansı ile oynayan birinin Süper Lig gibi daha alt bir lig'de daha da üst düzey performans sergilemesi içten bile değil. İlerleyen yıllarda Hagi'nin yerini alabilmek için onun bize yaşattığı duyguları yaşatması gerekli.

Çeyrek Final'e Doğru

20 Aralık 2012 Perşembe

Fener maçı sonrası S04'ün gelmesinin özellikle seyirci vb. faktörleri işin içine alarak olumlu olabileceğini yazmıştık. Kaldı ki, S04 içinde en makul kura Celtic ya da bizdik. Nasıl ki bizim için Barça, BVB gibi takımların çıkma riski varsa, onlar adına da R.Madrid, Milan gibi ciddi risk taşıyacak takımlar vardı.

Gelelim kuranın yorumuna, S04'ün geçen hafta evinde Freiburg'a 3-1 yenildiği maçın iyi irdelenmesi lazım. Transfermark değerlerine bakarsak S04 bizden daha pahalı takım. Ancak paha sahade oynanan futbola göre değişir. Eleyebiliriz ancak 180 dk. disiplinden kopmamalıyız. Tek yol bu. Bununla beraber S04 bizden daha genç bir takım. Ayrıca daha uzun oyuncuları var. mümkün olduğunca yerden hızlı ve araya top atarak gol aramak ya da kanatlardan bel hizasında kesilecek isabetli ortalarla sonuca gidebiliriz. dikkat etmemiz gereken en önemli şeylerden biri rakibin devasa defans oyuncularının ileri çıkıp attıkları kafa golleri. Özellikle dikkat etmemiz gereken isimler Huntelaar, daha önce blogta önerdiğimiz Holtby, Farfan ve Hövedes.  

Diğer eşleşmelere bakarsak; Milan-Barça, Bayern-Arsenal ve Real-ManU eşleşmeleri sert olmuş gerçekten. Belki bu turu geçeriz ancak çeyrek finalden ötesi için disiplin kavramının yanına yetenek kavramını da taşıması lazım takımın. Bakalım devre arasında takımda taşlar nasıl oynayacak.

Yakar Top

17 Aralık 2012 Pazartesi

Duran 2 toptan galibiyet güzel. Ancak iyi oynamadık. Hatta 1-0'dan sonra geri yaslanmamalıyız ifadesini GSCimbom forumunda da yazmıştım ancak maç 1-2'ye dönseydi Selçuk'un frikiği de kar etmeyebilirdi.


Frikik de frikik hani, Selçuk resmen fotoğraf çekti. Burak Eren face'de sormuş "Frikikten ters köşe yapmak ne demek?" diye. Onu bunu bilmem, Burak Eren'de hatırlar belki blogları açmadan evvel GSCimbom'da tartışırken yazmışlığım var Selçuk'un daha Manisa'dayken alınmasını. Neyseki artık bizde. Yoksa inanın 10 numara namına kimi getirirseniz yine orta alanda hep birşeyler eksik olur. Gerrard, Xavi gibi box-to-box oyanayan ve iyi frikik atan adam candır.

Selçuk'un öneminden Hamit'in cenabetimsi şanssızlığına gelelim. Hamit'in abartısız sezon başından beri en az 4-5 topu direkte patladı. Yarısı girse aslında onun için de önemli bir motivasyon olur. O zaman herkes Hamit'in takımdaki ağırlığını hisseder. Ancak olmayınca olmuyor. Fakat büyük adam ki büyük maçlarda çok ayrı oynuyor. 4 gün öce Kupa maçında gerçekten kötü bir efor göstermişti. İnşallah ligin 2. yarısında ya da CL'de inşallah atar. Riera ve Ambrabat Kuyt-Gökhan karşısında iyiydi. Gökhan çok fazla çıkamadı bu nedenle Kuyt ileride yalnızdı. Ancak başta da yazdığım gibi iyi değildik. Bu halimizle Malaga falan gelirse cidden orda burda kevgira döneriz. Bu işin şakası yok. S04'ün gelmesi her anlamda iyi olur. Seyirci vb. faktörler işin içine girecek zira. Kaldıki onlar da geçen gün evlerinde Frieburg'a 3-1 yenildiler. Dün en güzel şey neydi peki elbette kareografiydi. Geçen yıla vurgu oldukça ironikti. Taraftar güzeldi. Herkes bundan sonra ceza almamız için büyük uğraş ve tahrike girebilir. Kimse bu oyuna gelmiyor, sahaya girmiyor. Aksine oyuncular tribüne koşuyor. Zaten tribüne koşan oyuncu candır.