Palermo vs. Boca #2

27 Şubat 2010 Cumartesi

Hafta başında bahsettiğimiz film bu sefer La Bombanera'da gösterimdeydi. Aslında Estudiantes boş takım değil ama Veron ve Boselli gibi süper yıldızlar kadroda bile değildi. Palermo penaltıdan da olsa golünü attı ama 90'da Leandro González yine Boca'ya galibiyet sevinci yaşatmadı. Boca, Clausura'daki tek galibiyetine 4 Şubat'taki Lanus maçında erişmişti.  Bu sene bu filmi sıkça izleyeceğiz anlaşılan.

Vancouver 2010

26 Şubat 2010 Cuma

Seni Yolda Yakalamayayım Caner

25 Şubat 2010 Perşembe

Yine akşamcı olmam nedeniyle maçı son 30. dk.sını bari akşam yemeğini yerken seyrederim diye düşündüm. Düşünmez olaydım. Daha kafeteryaya geldim siparişi söyler söylemez golü yedik. Daha Neill topu sektirmişti o an sesli şekilde 'Vurdurma' diye sesli düşündüm. Simão vurdu ve gol oldu. Yemeğimi yemeğe yeni başlamıştım. Arda'nın ortasında Keita yapıştırdı. İşte tam bu noktada yenilen gole verilen reaksiyon erken gelince maç yine denegede gitmeye başladı. Muhtemelen seyredemediğim ilk 60 dk. için de oyun dengeliydi diye düşünüyorum. İki takımda topu alıp rakip sahaya geçince kesinlikle sağlam bir pres yiyordu. Bu nedenle oyun kurmak oldukça zor her iki takım adına da. Aslında ben maçı seyretmeden önce Elano gibi bir adamın oyundan alınmasının nedenini rakibi oynatmamak adına yapılmış bir hamle olarak düşünürüm. Yani Rijkaard 0-0'a oynamak istedi neticesi ortaya kabak gibi çıkıyor. Caner'in 80. dkdaki presinde Perea yere düşer düşmez eliyle topu kesti. Bence pozisyon kesinlikle penaltı. Devamında Caner'in şutu Asenjo'dan sekip direğe çarpıp korner oldu. Çizgi hakemine yapılan itirazlar yanıt vermedi ama haliyle sinirlerde gergindi. Kornerden seken topta rakip kontraya kalkarken Caner vahşice rakibi kesiyor. Bu nokta çok önemli, vahşice. Çünkü 1.dk sonra göreceği kart normalde sarı kart ama ilk sarıyı gördüğü pozisyonda kırmızı verse hakem, kimse hakemin kararını yargılayamazdı. Anlaşılan yediği sarı kart kendisi kesmemiş olacak ki rakip korner çizgisinde kaptıdığı toptan sonra rakibe arkadan attığı çelme sonucunda 2. sarı kartı da görüyor ve atılıyor. Anlamadığım şey şu 105x68 metrelik bir alanda top peşinde koşturan bir insan evladı neden rakibin korner çizgisinde rakibe arkadan dalar. Hele ki bitime 10 dk. kala ve maçın 30 dk daha uzama durumu söz konusuyken ne akla hizmetle bu hareket yapılmıştır bilen biri varsa beri gelsin açıklasın. Bu kartın tarifi yok zira. Bu takımı satmaktır. Kenarda Allah saklasın kenarda Rijkaard değilde Yılmaz Vural olaydı esas mevzuya o zaman tanıklık ederdik. O dakikadan sonra sinirle kalkıp Caner'e saydıra saydıra işimin başına döndüm belki maç uzarda, son 15dk.ya bakarım diye. O da nasip olmadı. Forlan atmış golü. Kısmet seneye artık. Şayet sahaya çıkarabileceğimiz bir forvetimiz olsaydı inanın turu geçen taraf biz olurduk.

Bayılmamak İçin

Bu saatte hala işteyseniz, uykusuzluğa karşı direniyorsanız  ve ağzınız tatlansın istiyorsanız şiddetle tavsiye ederim. Hele ki beleşse dadından yenmez.

Tereciye Tere Satılmaz

Hafta başında Chelsea'nin bütün açıklarını bildiğini ve Chelsea'nin hala kendi taktiği ile oynadığını belirtmişti Mourinho. Dediğini yaptı avantajı eline geçirdi. Hala işte olmam nedeniyle maçı seyredemedim. Bu arada bütün İtalyan gazetelerinde bir tane bile Mourinho fotoğrafı bulamadım. Foto uefa'dan.

Fener'in Golcü Bahtsızlığı

Maliyetli Fener forvetleri genelde hep hayal kırıklığı olmuştur. Viorel Moldovan'dan tutunda taki günümzdeki Guiza'ya kadar. Fotoğraftaki futbolcuları aslında özellikle seçtim. İlk olarak Revivo ile başlarsak, aslında kendisi attığı frikikler ve liderlik vasfıyla Fener'de Hagi etkisi yaratmaya başlamışken Ortega-Ceyhun-Rüştü-Revivo dörtgeninin yaşadığı sorunlar nedeniyle Galatasaray'a kaçtı. Galatasaray'daki kariyeri ayrı bir yazı konusu onu da değerlendirecem, aklımda. Ortega ise gittiği her takımdan sorunlu olarak ayrılmış olmasına rağmen Aziz Yıldırım'ın gözünü karartarak almış olduğu bir stardı. Gerek BJK taraftarlarının Fener tribününe kakaladığı o meşhur pankart ve Revivo özelinde belirttiğimiz dörtgenin halkalarından biri olması nedeniyle Fener'den kaçarak ayrıldı. Akabinde alınan Hooijdonk ise aslında tam bir liderdi takımda ama o da Daum'la sorunlar yaşamasına rağmen layıkıyla formasının hakkını veren bir isim oldu. Bir diğer durağımız ise Anelka. Gerçek anlamda her daim sorunlu olmasına rağmen para eden bir oyuncu Anelka. Yine Daum'un Hooijdonk ile eş zamanlı sorun yaşadığı forvetlerden biri haline geldi. Sağ kanatta oynatılması nedeniyle oldukça muzdarip olmuştu. Aslında bana sorarsanız, Anelka şayet Zico'lu Fenerbahçe'nin forveti olsaydı inanın o sene CL'de final bile oynayabilirlerdi ama Nic her zamanki gibi problem çocuk kıvamına gelmişti. Ama herşeye rağmen karlı bir şekilde Bolton'a satıldı. Sondan bir önceki forvetimiz ise Fener'e gelmeden önceki oynadığı 2 takımda yokları oynayan Kezman. PSV dışındaki kariyeri kesinlikle bir bidon performansıydı. Ankaraspor maçında kaçırdığı penaltı sonrasında yükselen taraftar tepkileri sonrasında Kezman'ın kendisini aklayacağı Denizli maçında kaçırdığı akıllara zarar golden sonra zararına PSG'ye önce kiralandı ve sonrasında zararına satıldı. Son olarak ise Guiza. Kelimelerin tükendiği nokta diyebiliriz kendisi için. Kezman'la gol kaçırma konusunda ciddi şekilde kapışır. Gerçi Guiza bu sezon şu ana kadar Alex'le beraber en golcü ismi. Şimdi sezon sonunda Fener'li arkadaşlar dört gözle satılmasını bekliyor. Son 10 yılda Fener taraftarının Fener forvetlerinden çektiği çilenin kahramanlarıydı yukarıdaki fotoğrafta yer alanlar. Allah düşmanımın başına böyle dert vermesin. Bizdeki sağ bek sorunu gibi(gerçi son 1-2 senedir o bölgede sorun kalmadı) Fener'in forvet sorunu. 

Revolver Takvimi

23 Şubat 2010 Salı

Rock camiasının güzel hatunları Revolver dergisinin takvimi için bir araya gelmiş. Evanescence'den Amy Lee'nin olmaması şaşırttı yalnız beni.

Palermo vs. Boca

Clausura başlayalı 5 hafta oldu Boca'nın sadece 1 galibiyeti var. Boca adına rakip filelere 4 gol atan Palermo'nun ise haliyle yüzü gülmüyor. Çünkü Boca'da ona kimse ayak uydurmuyor. Belki biraz Riquelme ona yaklaşıyor ama kafi değil. Boca sanki Palermo'ya karşı mücadele ediyor. Onun hırsına direniyor.

Pazartesi Şarkıları (Travis - Side)

22 Şubat 2010 Pazartesi


Travis denilince tek geçerim. Herkese iyi haftalar.

Powerplay

Maçı 60. dk itibariyle seyretmeye başladım. Kayınço pek birşey kaçırmadığımı söyledi. Maçın benim izlemeyemediğim anları için yorumu netti : Kısır maç, atan kazanır. Ama malesef atan kazanamadı. Sebebi Galatasaray'ın golü attıktan sonra katı bir şekilde uyguladığı golün üstüne yatma stratejisi idi. Geri çekilme ile beraber bir hokey terimi olan powerplay kelimesi ile tabir edilebilinecek olan baskıyı kalemizde kurdu BJK. Bunun tek sebebi takımın ve teknik heyetin İnönü'de 1 puana razı olma isteği idi. Galatasaray seyretmeye başladığım an itibariyle kesinlikle BJK'ya karşı üstün olan taraftı. Ataklar daha organize gelişiyor Elano sayesinde ve ona ayak uydurabilen Arda ve Keita topu sürekli rakip alanda tutabilme yetisine sahipti. Özellikle Jo'nun oyuna girmesi ile oyun iyice rakip sahaya yıkıldı. Zaten bu hamle golü de getirdi. Maçın bizim için kırılma anı Arda'nın sakatlanmasıyla beraber yapılan oyuncu değişikliği tercihinin Mustafa Sarp olmayışı oldu desem yeridir. Bu değişklikte Ayhan tercihi de makul olabilirdi. Dos Santos oyuna girdikten sonra Rijkaard'ın niyetinin topu ileride tutmak olduğu anlaşılabilinir ama Elano'yu çıkarıp Sarp'ı almak tam bir hataydı. Bu noktada çıkacak oyuncu o an topla 20 mt. dripling bile yapamayan Barış olmaşıydı. Maçın adamı olarak nitelendirebileceğim Elano oldukça kritik paslara imza atan adamdı. Topu daha çok bizde kalmasına olanak sağlıyordu. Bu arada hem İbrahim Üzülmez hem de Keita kırmızı kartlıktı. Neill yeni Popescu olacak. Elano'nun dahi o geldikten sonra performansının bu maçta en üst seviyede olduğunu ifade edebilirim. Son 2-3 maçtır takımın oyuncusu o. Keza Emre Güngör ile uyumu da şahane. İnşallah Rubin Kazan'ın Servet'e teklif yaptığı bilgisi doğrudur. Genelde ise kazanacağımız maçı malesef beraebere bitirdik. Yediğimiz gol hakkında konuşmak istemiyorum. Malesef Leo Franco, De Santis'ten bile kötü kaleci. Bu akşam Fener kazanırsa hafta onlara yarayacak.

Totem

19 Şubat 2010 Cuma

Aşk Tutulması filminden esinlenip, totem yapıp maçı seyretmedim. Maçtan önce maçı seyredersen sahadan 3-2 gibi bir mağlubiyetle ayrılacağımızı düşünüyordum. Sebebi buydu totemin. Deplasmanda gol atmak harika oldu. Nerede ne yapacağı belli olmayan bir takıma karşı oynayacağımız için tedirgindim ama hep diyorum kurada çekebileceğimiz en iyi CL takımını çektik diye. 'Tur garanti mi?' diye sorarsanız, geçen seneki Hamburg faciasını gösterip 'Hayır' derim. Ama tur geçilmeyecek tur değil. Şimdi ipler bizim elimizde.

Ufak Çocuk

18 Şubat 2010 Perşembe

Ben biriyim,
Ben kötüyüm,
Ben acıyım
Arkadaşlarımı kaybettim

Nakarat x 2
Sen öyle şakacısın ki
Ben ufacık bir çocuk
Bulutlarla oynuyorum
Gürültü ve patırtı

Çığlığım sessizliği parçalıyor

Doğacağım,
Seni alacağım
Seni kıracağımdan korkuyorum
Senin gitmeni istemiyorum
Seni zehirlemek istemiyorum

Nakarat x 2

Çığlığım sessizliği parçalıyor

Nakarat


P.S. Söz ve müzik bana aittir.

Yeni Patron Hiddink

17 Şubat 2010 Çarşamba

Olmadı be Yılmaz Hocam. Sağlık olsun önümüzdeki maçlara bakacağız artık.

CL'de Dün Gece

Bostan korkuluğu
Gecenin adamı
Bir sana üzülüyorum be Kaka, gerisi yalan

Yol Ayrımı

15 Şubat 2010 Pazartesi

Az zamanımız var yol ayrımına
Sahte gülüşünü sapladın kalbime
Bırakın kanasın yarası
Ben yarama tuz basmaya razıyım

Nakarat x 2
Hayatın bir anlamı olmalı sonsuzlukta
Aşkın bir anlamı olmalı sende
Sensiz olmak kara delikte kaybolmak mıdır?
Yıldızlar kadar uzakta olman benim olmayacağın anlamına m gelir?
Yoksa zaten sen benim hiç değil miydin?
Yoksa ben hep kendi kendime gelin güvey miydim?

Bilmem ne kadar zaman geçti son ayrılıktan bu yana?
Acaba yıldızlar kadar uzak mısın bana?
Bırakın aksın gözyaşım
Ben yüreğime taş basmaya hazırım

Nakarat x 2


P.S. Telif hakkı saklıdır. Söz ve müzik bana aittir.

Pazartesi Şarkıları (Ugly Kid Joe - Cat's In The Cradle)

Ugly Kid Joe, Rock tarihinin iyi gruplarından biridir ama malesef uzun soluklu ikon gruplardan biri olamadılar. Herşeye rağmen 90'ların en önemli gruplarından biridir UKJ. Herkese iyi haftalar.

Sevgliler Günü

14 Şubat 2010 Pazar

Aslında bugüne dair benim için en ironik olan şey evlenene kadar hiçbir 14 Şubat gününe bir sevgiliye sahip olarak girmedim. Belki en klasik espiriyle hatunlar hediye alma derdinden kaçmak için beni bırakmışlardı. Ama şimdi hiç birisinin önemi yok. Seni seviyorum Emel'im. Bir ömür boyu da seveceğim. Tıpkı şarkıda dediği gibi.

Jon Bon Jovi - Always
Yükleyen ftouhgall. - Yüksek çözünürlüklü video keyfini yaşayın!

Ayaz'ın Futbolla İmtihanı

Vancouver 2010

12 Şubat 2010 Cuma

Özledik Kış Olimpiyatlarını. Eurosport canlı olarak verir garanti. Olimpiyatla ilgili bir çok şeyi burada bulabilirsiniz. Bugün başladı Vancouver Olimpiyatları.

Hayatın Anlamı #5

Sarı - Kırmızı aşka çanak tutmaktır.
#4

Bir Premier Lig Takımı Gördüm Sanki

11 Şubat 2010 Perşembe

Aslında takım takır takır oynuyor. Malesef bu forvetsizlik girilen pozisyonların sonuçlandırılmasında bizi neticeye götüremiyor. Şimdi hayıflanın 'keşke Nonda olsaydı' diye iç geçirmeyenimiz yoktur. Ama malesef o kontenjanı Uefa'da bile oynatamayacağımız bir oyuncu için harcadık. Üstüne üstüklük 3. maçında o da sakatlandı. Dos Santos ilk 11'de oynayacak diye bir kaide mi var? Bence meçlara solda Emre Çolak ile başlanmalı. Rijkaard, Galatasaray'ın Krkic'ini yarattı diyebiliriz bu konu hakkında. Neill yeni Popescu olur artık bu aşikar. Dün gece harikaydı. Arda yine 'forvet'ti. Haliyle kalabalık defans içinde kayboldu. 2. golden sonra ise bu takır takır top oynayan takım malesef dağıldı. Aslında forvet yelpazesinde Veysel, Necati ve Balili gibi seçenekleri olan bir takım illaki rakip için ürkütücüdür. Kaybedilen bu tur bir yerde Necati'nin Adnan'lara attığı sağlam bir şaplaktır. O şaplağı 3 defa yapıştırdı suratlarına. Daha önce kulüpten nasıl gönderildiğini yazmıştım kendi ağzından. Hedeften şimdilik ufak bir sapma oldu. Artık 2 kupa için güdümlenmiş vaziyetteyiz. TRT'ye Okay Karacan'a maç anlattırdığı için ayrıca teşekkür ederim. Vallahi maç izlediğimi anladım kaç zaman sonra.
Tribün protestolarımız ise harikaydı.