Benjamin Button

31 Temmuz 2011 Pazar

Filmi bir kez seyrettim hayatımda. Filmin tek ağladığım sahnesi Benjamin'in bir bebek bünyesinde Daisy'nin kollarında ölmesiydi. Filmi seyrettiğimde eşim hamileydi. Dünyaya bir ölümlü getireceğim ve onun da her insan gibi bir öleceği geldi aklıma ve hüzünlenip koyvermiştim kendimi. Beni en etkileyen yönü buydu filmin. 

Artvin'e...

30 Temmuz 2011 Cumartesi

Sıkıldım artık. Anlatamam içimdeki gelecek umutsuzluğunu. Yukarı doğru adımını basamağa atmazsan önündeki merdiven bitmez. 6 yıldır müşteri hizmetlerinde neredeyse her operasyonunda görev aldığım Turkcell'den Halk Bankası operasyonuna takım lideri olarak gidiyorum. Yine Global Bilgi bünyesindeyim. En az 2-3 yıl İstanbul'a veda etmeyi tercih ettim. Kendim açısından kariyer, ailem açısından ise onlara daha iyi hayat şartları sunabilmek için bu 'geçici' görevlendirmeyi kabul ettim. Eşim pek sıcak değil mesafenin uzak olmasından dolayı ama bir zaman sonra o da gelecek. Yeni bir hayat yeni bir tecrübe. Artık vakit olursa Artvin'den haber yazarız bloga. Şimdilik herşeye elveda...

King Is Back

29 Temmuz 2011 Cuma

İyi maçtı her ne kadar Liverpool, Inter'den bile eksik bir kadro ile sahaya çıkmış olsa da. Ulfaluji söylediklerimi ağzıma erken tıktı. Kendisi bugün bir bekten ziyade kanat/açık gibi oynadı çıkana kadar. İlk yarı Kazım iyiydi. Baros elbette maçın adamıydı. Ertem Şener'in dediği gibi 'gol onu, o golü tanıyor', gerçek bir forvet. İlk golü güzeldi ama Elmander'in golü gecenin hareketiydi. İnşallah tekrar sakatlık yaşamaz. Sabri orta sahada 'Yeni Hugo' olacak. Çok iyi bir performans sergiliyor 'yeni' mevkisinde. Aykut 3. Ufuk 2. kaleci olacak. Ufuk 2. gerçekten çok başarılıydı. Ceyhun'u defansta da görmek istiyorum açıkçası. Ayrıca Semih Kaya'nın daha fazla süre almasını umuyordum maç 2-0'a tıkanınca. Yalnız Real Madrid maçı bizim defansımızın ne hallere düşebileceğini gösterecek. Maalesef duran toplarda yada dengesiz yakalandığımızda kötü pozisyon veriyoruz.

Jetgiller'in Evi

28 Temmuz 2011 Perşembe

Bu Kupayı İstiyorum

27 Temmuz 2011 Çarşamba

Bu tarz şeyleri nerede bulabiliriz yada nasıl yaptırabiliriz? Fikri olan var mı? Bir Izzy Stradlin manyağı olarak soruyorum.

Pazartesi Şarkıları (Alice Cooper - Hey Stoopid)

25 Temmuz 2011 Pazartesi


Heeeyy, hey, hey gidi günler hey...

Ruh Çağırma Seansı

24 Temmuz 2011 Pazar

Büyük takımlarla oynamak oyuncular için hedefi özümsemenin en iyi yolu olur genelde. Fatih Terim'in 2. gelişinde hatırlarsanız olaylı bir Liverpool maçımız olmuştu. Terim'in, yeni gelen Melo ve bu akşam Copa America finali oynayacak olan Muslera dışındaki sahaya sürdüğü oyuncular ilk 11 oynayacak. Takım gerçekten istekliydi. Uzun zamandır ilk defa sahada basan bir takım gördüm. Inter'in yedek ağırlıklı çıkması haliyle baskıyı kurmamıza olanak sağladı da diyebiliriz biraz. Oyuncuları incelersek;

Aykut : Üstüne gelen toplara planjon yaptı. Bunun dışında Etoo'nun direkten dönen top dışında ciddi bir pozisyon yoktu kalemizde. Haliyle Muslera gelince yine yedeğe geçecek.

Ulfaluji : Sağbekte umduğumdan çok daha üst düzey bir performans sergiledi. Elbette bir Maicon değil ama dakika 80 hala bindirme yapıyordu. 

Servet & Gökhan & Hakan Balta : 3'üde iyiydi. Terim'in gelişiyle performansları oldukça yukarı çıkmış. Rijkaard dönemindeki gibi vurdumduymazlık yok. Yalnız birinin Servet'e Lucio olmadığını, top sürme alışkanlığını bırakmayacaksa bile topu orta çizgiye gelince basitçe ilk adama temizce topu vermesi gerektiğini hatırlatmalı. Yoksa Metalist maçını hepimiz hatırlıyoruz değil mi!!

Ayhan : Takımdan hala neden gönderilmiş değil anlayamıyorum. 2. yarıda Sneijder'i biçtiği pozisyonda kart dahi görmemesi bence şanstı.

Sabri : Artık orta sahanın göbeğinde sıkça göreceğiz onu. Yeni Okan Buruk diyebilirim rahatlıkla. Beğendim.

Selçuk İnan : Açıkçası ondan daha çok hücuma dönük oynamasını beklerdim. Oldukça silik bir oyun sergiledi. Ben olsam en geç 60. dk.da alırdım oyundan.

Arda : Takımın lideri. Hemen hemen bütün atakları o organize etti. Satılmasını en çok isteyen adamım ama benim gibi düşünmeyen adam ondan gelecek parayı iyi değerlendirip onun yerini dolduramaz. O yüzden takımda kalması şimdilik hayra alamet.

Duble Kazım : İlk yarıda oldukça istekliydi. Ama meşalelerden sonra oldukça oyundan düştü.

Elmander : Hala hazır değil. Aptalca bir sarı kart gördü.

Stancu : Bu gece Stancu'nun gözden çıkarıldığını söyleyebilirim. Şayet yeni forvet gelirse bu kendisi için kaçınılmaz bir son olacak. Zaten benim gözümde Hagi'nin kazığıdır.

Yekta : Hagi'nin kazığı 2. İnşallah ben yanılırım.

Ceyhun : Rakibe daha iyi basmalı. Gördüğü sarı kart anlamadım.

Baros : 2. yarıda orta sahadaki değişiklikler ona sağlıklı top aktarımını engelledi maalesef.

Emre Çolak : Kardeşim git bir body building salonuna yazıl, kendini geliştir, 6 ay sonra gel.

Culio : 90'da girdi. Yorum yok.

Izzy On Skate

Transfere Gel

Aslında Bojan transferi gündemi almış götürüyorken Diego Capel'in Sporting Lisbon'a gidişini gözden kaçırmayalım. Transfermarkt'e göre 3.500.000€ Vikipedia'ya göre 6.000.000€ gibi ucuz bir rakama yapılmış. Aslında 4-4-2'ye geçiş sinyalleri veren bizim sol kanada ilaç olurdu.

Yeni Şarkılarım Prinkipo Music'te

23 Temmuz 2011 Cumartesi

Ev ortamında çıplak sesle kaydettiğim yeni şarkıları siteye yükledik. Adres malum http://www.prinkipomusic.com/. 5 yeni şarkı yer alıyor. Aslında sizin için yeni, benim için eski. İşte yeni şarkılarım : 

Gözyaşların Yetmez
İlk Defa
Hayat Felsefesi
Yalancı

Keyifle dinlemeniz dileğiyle...

Melo & Muslera

22 Temmuz 2011 Cuma

Bir iyi, bir kötü transfer ve bir pahalı, bir hesaplı transfer hikayesi var elimizde. İyi ve pahalı gelen Muslera. Yeteneklerine pek laf edemeyiz ama eski kulübüne ödenen 6.750.000€ + Lazio'ya Cana'yı veriyorsan harbi tuzlu bir adam alıyorsun demektir. Yani kağıt üstüne rakamları koyarsan neredeyse Jardel'den sonra en pahalı transferimizi yaptık Muslera ile. Bu yüzden bedava olan Ochoa'nın elden kaçmasına üzüldüm. Düşünün aralarında sadece 1 yaş fark var. İyi transfer ama değerinin çok çok üstünde bir para bağlayarak aldık bence.

Melo'yu aslında CM/FM serisinden herkesin bildiği bir isim. Ama hepimiz onu daha ziyade yukarıdaki fotoğraf ile kasap diye hatırlıyoruz. Avrupa'ya geldiğinden beri her sezon 1 kırmızısı var. Bence çok özelliği olan bir oyuncu değil. Bu yüzden 'kötü' bir transfer, kiralık olması nedeniyle ise hesaplı bir transfer oldu.

Sizce Bu Maçta Şike Var Mı?

21 Temmuz 2011 Perşembe

Yeni Formalar

18 Temmuz 2011 Pazartesi

Sarı forma başarılı olmuş. Siyah formayı pek beğenmedim. Parçala artık her kreaksiyonda bulunacak. Malum klasik. Store'de henüz sarı forma satışa çıkmamış.

Süpriz Kupa

Şikeden ve yayın saatlerinden dolayı Copa America için yazamadım. Normalde yukarıda çeyrek final kuralarında sol taraftaki takımların kazanmasını insan bekliyordu ama bayağı büyük bir süpriz ile Peru - Uruguay ve Şili - Venezuela yarı finalde eşleşti. Haliyle Muslera'nın gelişi gecikecek. Paraguay Milli Takımı sponsoru Larissa Riquelme'yi yine tribünlerde rakip taraftarları markaja alırken göreceğiz. Brezilya maçında bey amca maçı sallamış direk Larissa'ya takılmış.

Pazartesi Şarkıları (Izzy Stradlin - Hammerhead)

Ve karşınızda nam-ı diğer Jeff Isbell...

Çıplaklık Sanattır : CafeGlow

17 Temmuz 2011 Pazar


Moda ve erotizm arasındaki ince sinematik bir yolculuk Cafe Glow.

Gervinho Arsenal'de

16 Temmuz 2011 Cumartesi

Gervinho benim için süpriz bir şekilde 12.000.000€'ya Arsenal'e gitti. Lille ise yerine 10.000.000€'ya Saint-Etienne'den Payet'i yerine aldı. Bu arada son Dünya Kupası'nın dikkat çeken kalecilerinden Enyeama Lille'e bedavaya gitti. Şampiyon kadrodan her ne kadar giden olduysa bütün pozisyonları uygun transferler ile doldurdular.

Sebastian Larsson Sunderland'de

Blogda adından sıkça söz etmiştim. Black Cats iyi iş yapmış. Bir ara bizim de(aslında Bülent Tulun'un diyebiliriz) gündemimize gelen Larsson Sunderland'e bedelsiz transfer oldu. Resimdeki fotoda beyaz yerine sarı olsa daha çok yakışırdı sana be. Steve Bruce'un takımında ilk 11'de olmasa bile 18 içinde rahat yer bulacaktır. Malum Vaughan, O'Sehea ve Wes Brown gibi bilindik transferleriyle Sunderland gelecek sene nerelere oynayacak göreceğiz.

Yukarıda gollerini nasıl attığına dair bir tablo var. Selçuk İnan'ın yanına güzel gidermiş aslında demeden edemiyorum açıkçası.

6.th Beatle

15 Temmuz 2011 Cuma

4 Beatles, George Best + Messi

Ne İçin Bunlar!

30 yıldır bir kanın akmasını durdurmayı beceremeyenler, bu ülkede Kürt sorunu yoktur diyenler, kendilerini Diyarbakır/Hakkari şartlarında hiç yaşamadığı halde nankörlük yapılıyor deyip empati kurmaktan uzak kalan zihniyet daha çok fidanın kökünü kuratacaktır. Ölen 13 şehidimiz üzülüyorum ama dağa çıkan o teröristlerin neden dağa çıktığını araştırmaktan uzak kaldığımız her an bu ülkenin bahsi geçen açılımı yapmaktan da uzak kalıyor. Ha bu iş BDP'li yavşak kuklalarla olur mu! Onlar da zaten memnunlar kanın akmasından. Zira onlar da kanla besleniyor aynı MHP gibi.

Benim Gözlerim Bulandı, Ya Senin?

14 Temmuz 2011 Perşembe

2. dalgada İbrahim Akın ve İskender Alın'ın savcılıkta itiraf etmiş şikeyi. Geçen hafta yazdıklarımıza paralel olarak devam edelim. Olaylar artık geçen sürede hiç hoş olmayan bir boyuta doğru gidiyor. Transfer harcamalarında geçen yıl -171.448.000TL eksi bakiye yazdıran kulüplerimizin -ki şampiyonluk şikesi ile anılan Fenerbahçe bu rakamın 4/1'inden fazlasını harcadığını düşünürsek- ne akla hizmet bu gibi şaibelere yol açacak girişimlere girmesinin mantığını hala çözemedim. O zaman bu kadar masraf yapılması da mantıksız.

Önce TFF delilleri alamadığını belirtip ligi normal akışıyla başlatacaklarını ifade etti. Hadi dedim gizlilik ilkesi var deyip sindirmeye çalıştım. Üstüne Aysal Başkan'ın sert tepkisi geldi. TFF gereksiz yere disipline vermekle tehdit etti kendisini. Aslında Başkan biran önce delillerin değerlendirilip ligin şaibe gölgesini aklanması için istedi bunu. Yoksa Fener düşsün de millete eğlence çıksın mantığı ile söylemedi. Sonuçta an itibariyle bu lekeyle kirlenmiş her takım bu durumdan aklanarak çıkmak istiyor zaten. TFF'nin alınganlığı bence bombanın kendi ellerinde patlamasından korkuyor olması. Keza yukarıda yazdığım - bakiye maalesef kulüpler birliğinin ve TFF'nin vicdan ve cüzdan arasında kaldığının net bir göstergesidir. 

Şimdi hayali bir 3. dalga olduğunu hayal edelim ve bu sefer şike yapan öznesinde Galatasaray'ın adının küme düşme tehdidini yaşamamak için yaptırdığını düşünelim(Ne kadar acı ya! Millet kupa-şampiyonluk için şaibeye bulaşmış, sen git küme düşmemek için şike yap. Herhalde en büyük utancı biz yaşıyor olurduk böyle bir komplo teorisi hayata geçmişse). TFF hala bu ligi elimizde kanıt yok diyecek kadar salakça başlatma kararı alabilecek mi? Ya da bu kulüplerin sağladığı getiriler ve pazar payları nedeniyle Anadolu Kulüplerinin önerdiği gibi sadece aptalca puan silme yöntemine mi gidecekler? 

Ben önümüzdeki sene bir futbolcunun 6 pasın içinde topun dibine timing hatası nedeniyle fazla girip topu auta attığında onun beceriksizliğine kızacağım yerde 'garanti satın alınmıştır' düşüncesiyle bakacaksam TFF liginde oynattığı oyuncuların onurunu seyircilerin önünde iki paralık etmeyecek mi? Hatta sonra onuru bu kadar aşağılanan bu oyuncular topluluğunun oluşturduğu Milli Takım maçlarını neye dayanarak destekleyeceğim ben?  'Hepsi şaibeli işlere karışmış mıdır', 'zaten milli maça bile prim alarak çıkıyorlar namusuzlar' gözüyle bakmayacak mıyım? Ya da kim böyle bakmaz ki? Kirlenen sadece futbol değil. Ben dahil gözleri sahadaki futbola bakışı bile paranoyaya doğru yol almış hangi taraftarlar böyle aptalca kararlarla ligin başlatılmasını ister ki artık?

TFF bir an önce ya ligi askıya alsın ya da delilleri acilen ilgili kurumlarınca inceleyip karar versin. Ben temiz lig istiyorum. Yoksa Cimbom düşmüş, Fener düşmüş, Kartal düşmüş inanın zerre umurumda değil? Sen önce arın, en saf halinle temiz futbol oynamak iste, sonra Hodri Meydan'ın dediği gibi 'sokakta oynayın, kaldırımda destekleriz' biz.

Arjantin'in Var Olma Nedeni

12 Temmuz 2011 Salı

Damat Agüero 2 gol attı ama Messi de 2 asist ile geceye damgasını vurdu. Diğer gol Di Maria'dan geldi. Malum Arjantin maçları sabaha karşı olduğundan seyredemedim. Ramazan vakti olsa sahura kalkmak için ayrıca bir nedeni daha olurdu insanın.

Guillermo Ochoa Ajaccio'da

11 Temmuz 2011 Pazartesi

Ochoa'yı blogda önermiştim. Yeni Simoviç'imiz olurdu o güzelim lüle saçlarıyla. Fransa Ligue1 ekiplerinden Ajaccio kulübü, Concacaf Şampiyonu Meksika'nın kalecisini bedelsiz olarak transfer etti. En az diğer beleşe kapattıklarımız kadar kaliteli bir isimi elimizden kaçırdığımız için üzgünüm.

Pazartesi Şarkıları (Papa Roach - Between Angels And Insects)


Take my money...

The Wrestler

10 Temmuz 2011 Pazar

Üzüntülü filmlere dayanamıyorum. Kendi yakınımdan biriymiş gibi oynamış Mickey Rouke. Yani o derece hüzünlendim hikayeye. Öyle oynamış ki Oscar'ı kazanan rakibi Sean Penn bile Oscar konuşmasında özellikle kendisi ile gurur duyduğunu söylemişti. Finaldeki seyircilere olan konuşması gerçekten başarılıydı '... Benim bu işi artık yapamamayacağımı söyleyen tek yetkili sizlersiniz...' Gerçekten başarılı bir final konuşması olmuş. Film tam da yerinde bitmiş.

NY Times'ta Büyükada


NY seyahat yazarı Liesl Schillinger İstanbul'a geldiğinde Büyükada'yı yazmış. Mekanların telefon numaralarına kadar doğru bilgi vererek güzel habercilik yapmış. Yalnız Rum yetimhanesinin Avrupa'nın en büyük, Dünya'nın ise en büyük 3. monoblok yapısı olduğunu hatırlatalım. Malum Büyükada'lı olduğum için böyle bir haberi bugün Amerika'nın en saygın gazetelerinden birinde denk gelince mutlu oldum. 

 

Ah şimdi Aya Yorgi'ye çıkıp şiş kebap - alkol olayına girmek vardı. Tepeye tırmanana kadar küfrediyorsunuz ama manzarayı görünce tam anlamıyla Nirvana'ya erişiyorsunuz. Gidenler bilir bütün Marmara Denizi ayaklarınızın altına seriliyor. İstanbul'un en iyi manzaralarından biridir.

MI4 : Ghost Protocol


Yaşlan be biraber.

Yüzyüze

9 Temmuz 2011 Cumartesi

Venice'de Gökyüzü Dalgası

8 Temmuz 2011 Cuma

Hakkımız Helal Olsun Cana

6 Temmuz 2011 Çarşamba

Cana gitti. Hep birşeyi eksikti ama ruhu sağlamdı adamın. Zaten ruhun varsa canınla dişinle oynarsın. Böyle bir adamdı ama yaratıcılığı yoktu. Geçen sezonun ayakta kalmaya çalışan ruhuydu. Hakkımız helal olsun Cana. Hoşgeldin Muslera.

Aslında Hayatımız Usulsüzlük

5 Temmuz 2011 Salı


Son 3 gündür patlayan şike mevzusuna asla öznesi Fenerbahçe ya da diğer kulüpler diye bakmıyorum. Konu her şeyden evvel etik ve ahlaki çürümüşlüğümüzün resmidir. Ama kültürümüzde dosya/ehliyet/ruhsat arasına para sıkıştırıp kendi önceliklendirme ya da kendi işini yaptırma kültürümüz maalesef var. Devlet dairelerinde yada trafikte uygulanan en basit rüşvet şekli budur en basit bakış açısıyla. Bu nedenle Kemal Sunal'ın masum şike videosunu yukarıya ironi olsun diye koydum. Yoksa o videonun da öznesi Fener olduğu için değil. Bu ahlaksızlık anlayışı bizim kültürümüz diye sadece. Yoksa çok gerilere gitsek çuvaldızı kendime batırıp malum 8-0lık Ankaragücü maçını düşündüğümde Ergun Gürsoy'un ne malum şike yapmadığı -ki o günün koşullarında gol averajı önemliydi-. Ya da yine Fener'in 3-0 geride tünele girip 4-3 yendiği Antep maçının devre arasında Celal Doğan'ın oyunculara 'şampiyon olup ne olacaksınız' diye bağırdığı iddiaları vb. Hangimiz masumuz aslında aynaya baktığımızda. Kişisel olarak soruyorum bunu. Evet sana, bu yazı okuyan sana soruyorum. Hiç mi hayatında bilerek bir yanlış yapmadın? Hiç ihtirasına bir kere bile kurban düşmedin? Bu nedenle olaya sadece Fener ya da bir başka kulüp diye bakmıyorum.

Sadece spor olsun diye burada kendimce değerlendirmeler yaptığım bu mecrada seneye masum bir hata yapan futbolcuya 'acaba kaç para aldı' zihniyeti ile bakabilme durumum ne olacak? Eski bir yüzücü olarak yani aktif olarak 8-9 sene spor yapmış biri olarak hırslı biriyim ama şehvetime yenik düşmedim. İşte ince çizgi budur. Hırslı olun ama şehvetli olmayın hayatta ve işinizde. Bu size günahın kapılarını açabilir. Tıpkı bu iddialarda olduğu gibi.

Açıkçası bahsi geçen iddialara maalesef inanıyorum. Zira hiçbir gücün Pazar sabahı balayı arifesindeki Aziz Yıldırım'ın karga bokunu yemeden yatağından alabileceğine inanmadığımdan kaynaklı bu inanç. Aslında inanmak istemiyorum ama elde gerçek kanıt olmadan bu kadar ismi bir arada bu kadar göz altında tutmak da biraz koç yumurtası gibi haya ister en kibar haliyle. Peki en ezeli rakibimin düştüğü bu duruma taraftar gözüyle bile baksam, etrafımdaki Fener'li arkadaşlarımla makarasını bile yapsam empati kurup kendimi onların yerine koyduğumda yaşayacağım hayal kırıklığını tarif bile edemiyorum. Keza Cemal Nalga olayındaki tepkimi ve verilen cezaların hafifliği ile ilgili de yazmıştım. Olaylara biraz da farklı açılardan bakmak lazım :

Siyasi Cephe : Dün akşam adını hatırlamadığım AKP'li bir milletvekili bu soruşturma kapsamında Ergenekon'un finans yapısına dahi erişebileceklerini ifade etti haberlerde. Ayrıca operasyon neden seçim sonrasına ertelendi bu da ayrı bir konu.

Federasyon : Aslında burada şunların sorulması lazım : Neden Mahmut Özgener istifa etti? ve Neden tek adayla seçime gidilme kulisi yapıldı?

Hakemler : Acaba onların arasında da bu olaylara alet olanlar var mı? Keza Cüneyt Çakır'ın ismi geçmeye başlandı. Ülkemizde neden bazı hakemler bazı maçlara kulüplerce istenmiyor? 

Kulüp Başkanları : Açıkçası bu noktada eleştireceğim en büyük konu herhangi bir kulüp başkanının farklı bir takımın kongre üyesi olabilme yasağı neden yok? Ya da soruyu değiştirip sorarsak neden başka bir kulübe üye kişinin başka bir kulüpte başkanlığına izin veriliyor? Açıkçası Galatasaray kongre üyesi Göksel Gümüşdağ'ın bile İBB başkanı ya da Fenerbahçe kongre üyesi Mecnun Otyakmaz'ın Sivas başkanı olmaması lazım. Yoksa Ankaraspor'a hakkı yenmiş olmuyor mu?

Aziz Yıldırım'ın kankası Ednan'ın ne malum Galatasaray'ı da bu gibi iddialara ortak etmediği? Kimde şaibe, şike, ahlaksızlık varsa rengine, geçmişine bakmadan gereği yapılsın istiyorum. Ben oynanan oyunun sahada kalmasını istiyorum yoksa neden bilet alıp yeşil çimlerin üstünde 22 kişinin bir topun ardından koşturmasına para vereyim. Ben o mecrada yapılan sporun alın terini, mücadelesini, hırsına aşığım. Sevdiğim tuttuğum takım yenilse de kazansa da renklerine aşığım. O saf renklere, her taraftar gibi. Artık o renklerin bile tonu bozuldu benim için. Ellerim futbol keyfimi piç edenlerin bu dünyada olmasa da, ahirette yakasında olacak.

Senkranizasyon

Kaybedenler Kulübü

Artık radyo kültürümüz var mı MP3ler hayatımıza girdikten sonra bir fikrim yok ama artık müzik dinlemek iiçin bile internete başvurduğumuz günümüzden biraz uzak bir hikaye gibi duruyor. Adı üstünde hikaye zaten. Bu nedenle biraz Tarantino&Bukowskivari bir film olmuş diyebilirim. Ben beğendim kendi halinde sınır tanımayan bir film olmuş. Nejat İşler artık bir ikon oldu. Bu tartışmaya açık bir değerlendirme değil benim gözümde. Yiğit Özşener ise son 3 yılda Türkiye'nin ekranlara sunduğu en büyük oyuncu diyebilirim. Güzel rol kesiyor. Çok iyi bir ikili olmuşlar. Seyredin.

Teşekkürler Periler

4 Temmuz 2011 Pazartesi

Boşbakan bu kızlar da 4+1 daire hak etmiyorlar mı?

Jordan

Pazartesi Şarkıları (Slash ft. Fergie - Beautiful Dangerous)

Sexy

Zafer

3 Temmuz 2011 Pazar