Gol Atınca Adam Olunmuyor Barış Efendi

6 Nisan 2010 Salı

Dün kazanacağımızı düşünmüştüm. Eve geldiğimide Ayaz'ı pışpışlarken gözüm NTVSpor'un sağ üst köşesindeydi. Sürekli skoru kontrol ediyorum. 2. golü atamazsak başımıza iş geleceğini anladım. Maçın özetlerine baktıktan sonra şayet bu yazıyı yazmış olsaydım inanın Barış'ın ne anası, ne avradı ne de bacısı dilimden kurtulamazdı. Bu adam muhakkak sezon sonu gidecekler listesine eklenmiştir. Adam bir sezonda toplam 5 maç oynuyor, 2'sinde oldukça lakayıt 2 kırmızı görüyor(diğeri Diyarbakır maçındaydı hatırlarsanız, salakça topu eliyle kesmişti). Şayet kulübede Terim gibi biri olsaydı soyunma odasından Barış'ın tabutu çıkardı. Dün yaptığı takım satmaktan öte rakibe zerre saygı duymayan zihniyetli bir futbolcunun son kıvranmasıydı. Dünkü anti futbol oynamaya meğilli kadroya rağmen Rijkaard'ın sonuna kadar arkasındayım hala. Bu arada Şampiyonlar Ligi ciddi tehlike altına girdi. Malesef yine 1 sene daha CL melodisini ASY'de değil telefonum çaldığında duyabileceğim.

Seneye bu takımda çok şey değişecek. Dün Aykut'u çok beğendim. Gerçekten Taffarel vari bir kurtarışı vardı ilk yarıda. Bundan sonra Franco'ya takım bulması söylenirse bizim içinde iyi olur en azından bir kaleci kazanmış oluruz. Yoksa Fener'de Semih kulübede bir futbolsevere neyi ifade ediyorsa Galatasaray'da da Aykut inanın aynı şeyi ifade ediyor. Bu adamlar kaliteli olmalarına rağmen yedekler. Ayrıca seneye bu ortasahada köklü değişiklikler olacak. Muhtemelen Ayhan emekliye ayrılır, Topal gelen ilk ciddi teklifle satılır(defansta Servet içinde aynı şeyi düşünüyorum), Sarp iyi bir yedek olur, Barış'ı konuşmuyorum bile, Elano Dünya Kupası performansına göre değerlendirilir. Hamit ve Nuri Şahin gibi box-to-box oynayabilecek oyunculara yönelmeliyiz. Musa Çağıran'la anlaşılmıştı daha önce. Elano giderse Halil'i de düşünebiliriz aslında. En azından yerli ve ayağı ciddi anlamda iyi top yapan bir ortasahaya ihtiyaç var.

0 Hayat Belirtisi: