Galatasaray Transferleri

25 Haziran 2011 Cumartesi

Sezon nihayet bitti. Aysal rekor oyla başkan seçildi ve sadece başarı vaad etti. Terim tekrar kulübeye geçti. Tarihin en kötü sezonu sonrası transfer taaruzu başladı. Önce Elmander açıklandı. Sonrasında Selçuk ve Ceyhun sırasıyla imzaladı. İhtiyaç olan bölgelerdi. İnceleyelim :

Elmander uzun ve hızlıydı. Bolton'da Toulouse'daki gibi bir performans sergilemedi fakat Baros'ta Liverpool sonrası gittiği takımlarda yıllık 5-6 gol ortalaması ile oynuyordu. Haliyle bu noktada bonservissiz olarak alınabilinecek ideal bir isimdi. Hem forvet, hem de arkasında iş yapacak. 

Selçuk transferi ise yılın en iyi volisiydi kuşkusuz. Oyunu iki yönüyle akılcı bir yerliyle oynayamadığımız için Skibbe ve Rijkaard başarısız olmuştu. Bu noktada Terim'in de etkisi var. 

Ceyhun ise yeni Mehmet Topal olacak. İçimde öyle bir his var. Hem defansif orta saha hem de defansta kadroda rahatça yer bulabilecek bir isim. 

En heyecan veren isim ise Drogba idi. Yalnız Abramovic 'he dedi, diyecek' derken hala somutlaşan bir gelişme olmayınca Arda'ya jest yaparak Atletico Madrid'i buraya getirme operasyonu başladı. Malum 3'lüden Forlan ve Reyes haricindeki Ulfaluji ile anlaşıldı. Yani şu noktada 3'ün 1'ini almış vaziyetteyiz. Anlayamadığım şu, elinde Neill varken neden Ulfaluji. Neden Egemen Korkmaz değil de Ulfaluji yani! Yani bedava oyuncu almayı da seviyorduk ya hem yıllık ücreti de düşük olurdu. Ulfaluji transferini mantığıma hala oturtamadım. Açık konuşmak gerekirse şu an transferi gündemde olan hiçbir adamı anlayamıyorum. Defans bölgesi hem sorunsuz hem sorunlu bir bölge. Sezon başı Servet ve Hakan Balta'nın inanılmaz düşüşünü nefretle hatırlayanlarımız aramızda hala var. Ama Terim Rijkaard değildir. Hakan Ünsal gibi bir takoza ana avrat küfür ede ede orta yapmayı öğretti. İşte götü yemeyen oynamaz kısacası.

Sabri/Ulfaluji --- Ulfaluji/Ceyhun --- Servet/Hakan --- Hakan/Çağlar

Neden forvete bu kadar yatırım yapılıyor elinde Stancu, Baros, Pino varken? Madem yapacaksın bu adamlar neden hala satılmadı? Bu noktada bu isimleri hiç anlamıyorum. Özellikle sadece lig ve kupada oynamak için bu kadro oldukça lüks. 

Drogba ve Forlan'dan birini almak için kesinlikle Baros'u satmalısın. 4-3-3 formasyonunu

Pino(Kazım) - Baros/Elmander - Stancu(Arda)

rotasyonu ile oynayabilirsin. Hele kaleye de yabancı düşünüyorsan ya ilerideki yabancıları satacaksın ya da yıldız almayacaksın göz boyamak için.

Kale ise Mondi sonrası kangren. Muslera, Frey, Buffon, Almunia gibi isimler geçiyor ama bence Sinan Bolat çok daha doğru bir tercih gibi duruyor. Açıkçası Galatasaray'ın kalesinin kaderi son 20 yıldır yabancıları ellerinde değer kazanıyor ama Bolat nokta atışı olur tek kelime ile.

Aslında son 3 yıldır kangren olan en önemli bölge ortasaha. BAM 'dan Barış Trabzon'a gitti. AM kaldı. Mustafa Rijkaard'ın ilk döneminde oldukça hırslı ve candan oynadığı için sempatik geliyordu ama kapasitesi bu. Ayhan ise benim için noktayı Lviv depalasmanı dönüşü hava alanındaki günvenlik görevlisine yavşakça sırıtarak 'dışarıda taraftar var mı' diye sorması ile koydu. Yani hala en eksik bölge orta saha ve hala Selçuk ve Ceyhun dışında bu bölgeye hala adam almıyorsun. Bu yıl yine buraya yapılmayan transfer hamlelerini çok arayacağız şayet Cana Lazio'ya giderse. Cana konusunda ise kararsızım. Blogger arkadaşlar çok beğeniyorlar Cana'yı ama Cana'da birşey eksik. 1 yıldır ne eksik diye düşünüyordum yakın bir zamana kadar. Eksiği yaratıcılığı idi. Belki Selçuk gibi bir beyin yanına gelince daha net görebiliriz oyununu. Ama giderse üzülmem açıkçası. İlla da bir yabancı alınacaksa daha önce yazdığımız Sebastian Larsson gündemimize gelmişti. Hazır bonservisi elindeyken Wenger'in elinin değdiği bu duran top usatasını kadromuza katmak benim nazarımda Reyes'in alınmasından çok daha rasyonel bir tercih olur. En komik transfer gündemi ise Kallström'dü. Yani elinde gerçekten iyi oynayan bir Culio varken neden Kallström? Cevabı Bülent Tulun. Neden mi söyliyeyim; taa rahmetli Canaydın dönemindeki Gerets dönemine kadar uzanıyor konu. Defansif orta saha için Vogel ve Kallström'ü beklerken Inamoto inmişti uçaktan Gerets'in deyimi ile. Bir şampiyonluğu değerli kılan şeyin parasızlık olduğu bir dönemdi o zamanlar. O yüzden 14 Mayıs hep hatıralarda taze şekilde saklanacak.

Ceyhun

Transfer(S. Larsson)/Cana --- Selçuk/Culio

Gelelim sisteme. Terim ve Elmander'in açıklandığı gün 4-4-2'ye döneceğimizi dünmüştüm. Skibbe'nin 4-2-3-1'i ve Rijkaard'ın 4-3-3'ü yada Ancelotti'nin 4-3-2-1'i gibi sürekli ileri oyuncularının flexible oynayacağı ya da orta sahanın Terim'in değimi ile 'buçuklu' oynacağına tanık olacağız. Şu anki görünürde yabancı sayımız fazla. Şayet yerli transfer için doğru tercihler yapılmaz ise kadroda çok büyük sıkıntılar yaşayacağız. En basit örneği Arda'yı 14.000.000 €'ya satıp, gelen para ile Ömer Toprak(3.000.000 €), Veli Kavlak(yetiştirme parası), Tunay Torun(Bedelsiz), İlkay Gündoğan(4.000.000 €), Mehmet Ekici(5.000.000 €), Gökhan Töre(1.300.000 €) ve Yasin Pehlivan(1.000.000 €) gibi oyuncular takıma kazandırılsaydı siz acaba hangisini tercih ederdiniz? Forlan&Drogba&Reyes'i mi yoksa geleceğin genç Türk'lerini mi?

0 Hayat Belirtisi: