Yine başlıyor Süper Lig. Son yılların agresif transfer politikasının tersine bu yıl daha sade transferler ile sezona başladık fakat hala takım oturmuş değil izlediğim maçlara bakarsak. Teknik direktör seçimlerimiz son 3 yılda direk olarak sisteme dayalı oyun anlayışı içindeki Skibbe ve Rijkaard ile oldu. Yalnız her ikisinin ortak talihsizliği ise orta saha rotasyonu oldu. Ne Skip döneminde L10 için, ne de FR döneminde Elano için alternatif yaratılamaması ciddi problemlere yol açtı. Şimdi Dünya Kupası'nın getirdiği rüzgarla Elano krizi söz konusu. Takım lideri kim olacak? Alternatifler ise Galatasaray'a yakışan isimler değil. Zira Mustafa Sarp, Cana ve Ayhan bu rotasyonda yer alamazlar. Aslına bakarsanız mevcut kadro ile FR'nin 4-3-3'ü yerine Skip'in 4-2-3-1 sistemine daha uygun oyuncu yapımız. Bana sorarsanız Skip'in sistemi daha flexible. İstediğin gibi esnatebiliyorsun. Yeri geliyor 4-2-4 yeri geliyor 4-4-2 hatta bir ara başımızı belaya sokan 3-5-2 bile oynayabiliyorsun. Aslında şuandan bahsedeceksek mevkii şeklinde gitmekte fayda olacak.
Haliyle kale ile başlayalım. Aykut ve Ufuk rotasyonunda. Aykut ile hala ciddi problemler yaşanıyor. Özellikle pozisyon konusundaki kararsızlıkları nedeniyle hatalı goller yiyor. Ama onun sorunu Skibbe dönemiyle başlayan yabancı kaleci tercihleri bana sorarsanız. Rüştü sonrası Fener kalesini hatırlarsanız Volkan kalede hatalı goller yiyeyerek pişti. Hala hataları yok mu? Elbette var ama Aykut'a aynı tölerans tanınsaydı kendisi Volkan'ı dahi aşardı. Burada yönetimsel olarak bir güvensizliğin neticesinde Aykut'un istenilen randımana erişemediğini düşünüyorum. Ufuk ise malesef kendisini gece hayatına kaptırmış vaziyette idi bir ara. Yetenekli olmasına rağmen o da hala Galatasaray kalesinin ağırlığı altında ezilecek diye düşünyorum. Bu noktada en zayıf halkamız kalemiz hala. Sebebi Aykut'a zamanında yönetimin arka çıkmayışı. Arka çıkılsaydı bir Barça'nın Valdes'i bir Madrid'in Casillas'ı yetiştirdiği gibi iyi bir kaleci yetiştirebilmiştik diye düşünüyorum. Aykut yine bir adım önde.
Defans bloğumuz ise klasik tabir ile Milli Takım defansı yerlilerde sözü açarsak. Sabri-Servet-Gökhan-Hakan 4'lüsü gerçekten ligi iyi kötü kaldıracak düzeyde. Neill geçen seneki performansı ile umduğumdan iyi çıktı ve bütün camiadan güvenoyu aldı. Ali Turan ve Çağlar Binici transferleri ile yerli rotasyonu güçlendi. Sol bekte Serkan Kurtuluş denemesi pek sırıtmıyor. Çocukta yetenek var ama hala zayıf benim gözümde. Bu yönde kağıt üstünde baktığımızda gözün kapalı ismini kadroya yazabileceğin 7 adamının olması inanılmaz bir koz sağlıyor bize. Ama Ali Turan'ın malum maç eksiği ve Çağlar'ın sakatlığı onlar hakkındaki düşünceyi 2. planda yani rotasyonda tutmamızı sağlayacak bir müddet. Ayrıca Servet'in içten içe Avrupa'ya gitmek isteyişi ve Gökhan Zan'ın cam adamlığı defans bloğundaki en büyük zaafiyet.
Sabri - Servet - Neill - Hakan
(Ali) (Gökhan) (Hakan) (Çağlar)
en ideali bu olur bence.
Gelelim orta sahamıza. Bana sorarsanız hem Skip'in hem de FR'nin sisteminin bel kemiği olan alan açıkçası hiç bir zaman sistem oyuncuları transfer edilerek kurulmadı Elano dışında. 3'lü orta sahadaki ön libero tercihi her daim sistemin tam rayına oturmasına sürekli engel teşkil etti. FR'nin gelişiyle herkes takımın Barça gibi oynayacağını düşünmeye başladı ama Elano'nun yanına Sarp-Ayhan'dan birini yazmak her daim takımı eksiltti. Yani Xavi-İniesta benzeri bir 2'li oluşturacaksan şayet biraz daha box-to-box oyuncu tercih etmelisin. Misal Nuri Şahin yada Selçuk İnan gibi alternatif yerlilerle bu sağlanabilirdi. Şimdi durumun bu vahamiyeti görününce keşke Nuri'yi Feyenord yerine biz kiralasaydık diye kafasını kayalara vuran çok taraftar vardır. En azından Sarp-Ayhan rotasyonu Topal'ın ardına düşerdi Elano'nun yanına ilk 11'de oturtulacağına. Keza Barış Özbek'te bu 2'liye eklenebilir pekala. Bu sene ne oldu peki. 5.500.000 €'ya 24 yaşındaki yerli Topal'ı Valencia'ya yollayıp yerine 4.500.000 €'ya 26 yaşındaki yabancı Cana'yı aldın. Açıkçası maliyetlerini ve verimliliklerini değerlendirdiğimde ben olsam bu transferi böyle yapmazdım. Topal+6.000.000 € gibi bir teklifle BVB'den Nuri'yi almaya çalışırdım. Bu daha makul bir politika olurdu. Çünkü sisteme hitap eden bir transfer olurdu Nuri. Hatta Musa Çağıran ve Emre Çolak da Elano-Nuri'nin yedeği olurdu. Takımın en sorunlu bölgesi malesef burası bana sorarsanız. Zira hala Elano'nun transfer spekülasyonları bitmedi. Şayet giderse satabileceğimiz en iyi rakama sattık diye sevineceğim. Yoksa sistem adına son 2-3 adamdan birini daha satmış olacağız.
Cana
Elano - ?(Musa)
açıkçası beni kesmiyor!!
Kanatlara gelecek olursak az bir kar ile de olsa Keita'dan kurtulduk. Futbol yetenekleri açısından değil meslek ahlakı nedeniyle bu eleştiriyi yapıyorum. Yoksa bu sene çok kırmızı görecekti kendisi. Bu yönde satılması fevkalade doğru bir karardı. Yerine Stoch yerine Pino alındı. Bunun nedeni 2'sisn bonservisi arasndaki 2.500.000 €'luk fiyat farkı idi. Yani Stoch fiyatına 2 Pino alınabilincekken böyle bir maliyetin altına yönetim girmedi. O yüzden bu politikayı da doğru buluyorum. Solda ise yapılan büyük haksızlıklara rağmen taraftar olarak yönetim üstünde oluşturduumuz baskı nedeniyle en iyi iç transferi Kewell ile yaptık. Kendisi bu sene 20 maç oynasın benim için kafi açıkçası. Kendisi maç ayırmayan gerçek bir profesyonel. Bu yönüyle bu formayı giymeyi değil kaptanlığı bile hak ediyor bana sorarsanız. Ve yine kanatlarda takımın en formda ismi Arda. Muhtemelen bu sene son senesi olacak bizimle kaptan'ın. Sezon sonu 15.000.000 € gibi bir rakama satılacaktır kuşkusuz. Serdar ise Pino ile kapışacaktır, tabii Pino sakatlıktan çıktıktan sonra. Şimdilik
Serdar - Arda
(Pino) (Kewell)
görüntüsü olacak.
Gelelim en alternatifsiz bölgeye. Baros'u tek geçiyoruz elbette ama son 2-3 senede şunu gördüm. Keşke Hakan Şükür 1+1 yıl daha oynasaydı. Kral'ın en büyük şansızlığı futbol oynadığı süre içinde bütün antrenörler topun ona şişirilmesini istedi. Gerçekten Nonda ve Ümit'e oranla daha çok sırtı dönük oynayıp, dripling yapabilme özelliği ve arkadan gelenler için alan boşaltma özellikleri vardı. Baros için iyi bir alternatif olarak ise Hakan özelliklerine sahip M. Batdal alındı. 2-3 sene içnde Hakan Şükür etkisi yaratacağını düşünüyorum kendisinin. Gerçekten yetenekli ama daha soğuk kanlı olması lazım bence.
Son olarak bu sezon içim tahminim en iyi Avrupa Ligi yine CL'ye gidersek herkes öpsün başına koysun. Şampiyonluğu Trabzon ile BJK kovalar. Eskişehir, Ankaragücü, Kayseri ve Antep'ten ise kendilerini aşmalarını bekliyorum.
0 Hayat Belirtisi:
Yorum Gönder